Bir şehre yeni bir aile geldi ve… / Emin O. Uygur

Çok değil otuz yıl önce idi. Anne baba eğitim dünyasında yetişmiş, geleceğe dair güzel planları olan iki çocuklu bir aile, yeni bir şehre taşındılar. Önce apartmanın sonra da şehrin havasından orada ciddi sorunlar olduğunu anladılar. Hemen herkeste birtakım garip hastalık vardı. Ama kimse kendini hasta bilmiyordu. Aile gençlerin bu durumdan daha az etkilenmiş olduklarını fark etti. Kısa süre sonra bir eğitim dünyası açarak işlerini kurmaya çalıştılar. Gelen ailelerin genel olarak istedikleri, çocukları için iyi bir iş oluyordu. Bazıları çocuklarının iyi bir iş ile birlikte iyi bir insan olmasını da istiyordu. Aile hem eğitimci hem de psikolog olmalı idi bu durumda ve biraz da öyle oldu. Hanımefendi ve beyefendi gayet düzenli bir sıkı bir çalışma ile hem ailelerin hem de gençlerin güvenlerini kazandılar. Dersleri severek takip eden gençler derslerde daha başarılı oluyorlardı artık.

Aile sosyal sorunlarla da ilgileniyor, özellikle ebeveynlerin psikolojilerini etkileyen hastalık denecek kadar etkili sorunlarla da uğraşıyordu. Sosyal sorunlara sosyal reçeteler, psikolojik sorunlara psikolojik reçeteler veriyorlardı. Bu aile sayesinde hem anne babalar hem de gençler kısa sürede çok şey öğrenmişlerdi. Hayata daha olumlu bakmaya başlamışlardı. Bir de toplumda gizlice herkesi etkileyen hastalığın farkına varmışlar ve kendilerinde de olan hastalık etkilerinden kurtulmak için ciddi çaba göstermişlerdi.  

Ancak bazı aileler bundan memnun değillerdi. Ailenin gönülden, severek ve menfaat düşüncesi olmadan çalışmasını anlamakta zorluk çekiyorlardı. Bir de medyanın dedikodusu ile farklı teoriler konuşmaya başlamışlardı. Aslında onlar diğerlerinden daha ciddi hasta idiler ama onlar da hastalıklarının farkında değillerdi. Aile onlara da misafir oldu. Onların çocuklarının da eğitim dünyasından faydalanmalarını istedi. Ama bir iki kişi dışında kimse davete icabet etmedi.

Bu ara sadece eğitim dünyasının başarılarından istifade edip çocuklarını iyi üniversitelere yerleştirmek isteyenler eğitim dünyasına sıkça gelip gidiyorlardı. Aile onları samimi zannedip bildikleri her şeyi onlarla paylaşmaya devam etti. Ancak birkaç yıl sonra ülkede değişen zihniyetle birlikte bu menfaat düşünceli aileler de eğitim dünyasından uzaklaştılar. Siyasilerin söylemleri ile çok iyi bildikleri eğitim dünyasını düşman olarak görmeye başladılar.

Bazı aileler buna çok üzüldü. Çocukları burada yetişmiş, güzel eğitim almıştı. Ama kimse bir şey yapamadı. Eğitim dünyası kapatıldı. Aile şehirden ayrıldı. Gençlerden bazıları eğitim dünyasından aldıkları eğitim gereği, toplumdaki salgın hastalıklardan uzak durmayı başardılar. Ama toplumda etkin bir faaliyet sürdüremediler. Bu yüzden toplum yeniden hastalıklarla bir arada yaşamaya mahkûm oldu.

Aile kendilerine hayat imkânı kalmadığı için o toprakları terk etti. Onlar gittikten birkaç yıl sonra şehirde düzen iyice bozuldu. Nefret arttı. Ayrılık çoğaldı. Bir kış günü esen sert rüzgârda sessiz, soğuk ve karanlık bir manzara gibi oldu her yer.

Aile gittiği yeni topraklarda insanlık için yeniden güzel faaliyetlere başlamıştı çoktan. Şehirde ise gençlerden bazıları umutsuz günlere bakarak, kendi aralarında eğitim dünyasının yeniden kurulup kurulamayacağını konuşuyorlardı.

EminOsmanUygur

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *