Yolculuk / Mehmet Remzi
Sessiz bir kalabalık ve yalnızlık dağ kadarTaş limanda bir gemi, içinde hüzün yatar..Sessizce kalkan gemi, korkular nehir gibiTelaş endişe hüzün hepsinde de bir gibi..Ne rütbe ne servet, ne makam geçersiz…
Sessiz bir kalabalık ve yalnızlık dağ kadarTaş limanda bir gemi, içinde hüzün yatar..Sessizce kalkan gemi, korkular nehir gibiTelaş endişe hüzün hepsinde de bir gibi..Ne rütbe ne servet, ne makam geçersiz…
Kadın yazardan, kadın eleştirmenden veya kadın yayıncıdan; iyiden daha iyi, donanımlıdan daha donanımlı olması bekleniyor, gördüğü itibar ancak bu sayede eşitlenebiliyor bir erkek meslektaşı ile, yani ancak daha iyisini sunarak…
Bir gün ülkemi yeniden ziyaret edecek olursam bu ziyaretim tarihi mekanlardan ziyade yöresel yemekleri tatmak için olacak. Üniversite hayatının kazandırdığı güzel bir nimet ülkeni yakından tanıma fırsatının doğması olmalı. Dört…
bir şarkı yapsam karlardanindigoO yağsasen yürüsenbir şarkı ki atlasında kayboldu atlarımo koşsasen gelsen arınsa "keine ahnung" batıerise "nezan" doğuyağmasa beyazolsunindigoo bulsasen gülsen türkçe sussamyutkunsam kurmanciilkel bir sevinçle ahvertigoerise Klimanjerosen görsen
sessizce yürür sözahestesay ki kalemin yazgısındanhalbuki gün erişir pencereleresırları dermek için rüzgarlar yoklar sokaklarıakşamın karanlığında korku yokyıldızlar güler arz u semadafırında ekmek meydanda insandevran döner velhasıltükenmez kalemim tükeniyorsatıcılar yalan söylemişüç…
Ah Sydney!Sen ne güzel gelin olurdunİyi bir şair elinde.Kıymetini bilemedim,Elim gitmedi,Seni hep namahrem gördüm,Ne Seninle olabildim,Ne Sensiz.Sana dairAklıma gelen güzel şiirlerİhanetim olur diye korktum,Götürüp attım,Bir sabah loşluğunda,Harbour Köprüsünden.Halbuki Sen;Boğaziçi kadar…
Bazı kitaplar, diliyle, üslubuyla ya da muhteva zenginliğiyle dikkat çekerken bazıları da düşünceyi ele alış biçimiyle ön plana çıkar ve öyle dikkat çeker. Şayet bir kitap, bu özelliklerin hepsini birden…
Kalbim evvelde.Kalbim, hüznün bittiği yerdeGeniş sofalı konakların içindeKulaklarımda hâlâ tulumbasındaki suyunun sesiAnnelerin el işi yaparken sohbete tutuştukları gölgesinde,Çınar ağacının kol kanat gerdiği avlusu,Gözlerimin önünde… Kalbim evvelde.Kalbim, bıyığı terleyenlerin “adam” olduğu…
“Cenabetsen başımda eğleşme yürü git!”Böyle yazıyordu Yürü Git Niyazi’nin mezar taşında.Durdum… Devlet erkânının dine mesafeli durduğu, ahalinin dinden uzaklaştırdığı bir dönemde yaşamış Yürü Git Niyazi. Dinsizlik marifet, dindarlık düşkünlük olarak görülürmüş…
Hiç hayal etmediğiniz bir anda geliverir ayrılıklar. Ansızın ait olduğunuz toprakları terk etmekzorunda kalırsınız!.. Bir zamanlar çocukluğunuzu/gençliğinizi yani ömrünü geçirdiğiniz sokaklara,caddelere elveda ediverirsiniz… Geride kalanlara bir hüznün gölgesi düşerken gitmek…
Paslı merhem,nur imge,siyah gül;Hepsini geçtim gecenin ışığında,hepsi geçti geceden.Gençtim, ‘gencinen’ diye sırlanan harabat ehli vardı. ‘Paslı merhem’, nazik kurtlarını şifaya mazhar eyledi.‘Nur imge’, ‘siyah gül’e muaşaka teklif etti.Hakikat, dürr-i yetim.…
Zehir damlatıyorken kirli eller,Mıh gibi saplanıyorken kalemler,Diz boyu birikiyorken elemler;Bugünlerde de yazmayacaksan,Gayrı bir daha yazmasan da olur.…Hani gözyaşları, nedendir sükût?Oysa ıslak seccadeler bir umut…Buhardanlık kalpler, gözlerse bulut…Bugünlerde de yağmayacaksan,Gayrı bir…
Her son, aslında bir başlangıcın habercisidir. Geçmişin tozlu sayfalarında saklı hikayeler, geleceğin ilk adımlarını şekillendirir. Tıpkı bir tohumun toprakla buluşması gibi, yeni başlangıçlar da geçmişin bereketli toprağından filizlenir. Nazan Bekiroğlu'nun…
-ölü doğan bir şiir /Yıkılıyor tarassut kuleleri rodinanınÇıkıyorum üşengeç bir elvedayla,arka kapıdan/ tamarind şerbetiydi sürgüniçmeye de yürek gerekti , reddetmeye debizim çocukların hürriyeti düşlediği günazade kalmanın kanaviçesi maviaykırı düşler kurmanın bedeli granitgöğ(s)ümüzde krater…
İşini kaybetmiş, eşini yitirmiş ve hayat sırtında ağır bir yükhalini almıştı. Yaşamın ağır yükü altında kaldırımda ağır ağırilerlerken bir yandan yaşadıklarını düşünüyor, öte yandan“ne günah işledik, bilmeden ne yaptık ki…
Uzaklardayım. Hiç gidesim yoktu doğduğum köye. Yollar uzun, yorgun ve çok güzelliğialıyordu ruhumun derinliklerinden. Belki de tek güzelliği, yollara düştüğüm zaman hokkadamürekkebin neredeyse hiç durmaması ve var olanın ömrünü tamamlamaya…
Bir yıl geride kaldıSon yaprak da savrulduAlnımda birkaç çentikAvuçlarımda iziCan evimde çivilenen anılarKalbimde sızıBir yaz günü terk ettiklerimŞimdi boğazımda düğümİleride mi geride miyimEski ne kadar eskiYeni şimdi eskidiEskici miyim ben…
Arif Baba, eller bizi dövendeDünya çetin, kim kalır ki güvendeYalnız mısın Belçika’da, Löven’deKader adil, bir hikmeti var elbetGarip kula Kadir Mevla yar elbetArif Baba sinem yine ahlanır Kalp ve kalıp bir…
Veda olmuş ismimDalgalar vurmuş beniSıra sıra, pek pek…Sabah olunca uyandır beni… Dağlara hoyrat tepe oldum şimdiBir ot bitsin çıplak yamacımaBir ağaç sarsın kefenimiSımsıcak olunca yatağım uyandır beni… Tarlada silüetlerBiliyorum onları,Onların…
Yana yakıla hıçkırıklarım da nedendirUykudan bitap düşmüş gözlerin yağmurlarıNedendir ki sağanak gibi yağıyorBaşka gözlerde sanıyorum ki ben iyiyimSanıyorum ki bu sis perdesi hep doğruları söylüyorBen ağlarken o gülüyorVe sanıyorum ki…