Çiçekler İçin Kaygı/Ceren Sıla

ÇİÇEKLER İÇİN KAYGI

Cümlelerim kopuktur birbirinden. Hiç anlamam noktalama işaretlerinin dilinden. Bazen ne kağıda sözüm geçer ne kaleme. Hissettiklerimi yazmak isterim ama hep yetersizdir sözcükler. Ve ben bulamam Kalpçenin ne harfini ne kelimesini ne de cümlesini. Belki de tastamam anlasam kalbin dilinden; hayat bambaşka bir hal alacak. Rabbim mü’min kulunun kalbine sığdığını buyuruyor. O halde kalp ve cümlelerin izdivacını yaptırsam Rabbimi bulacağım belki de. O zaman ne özlem kalacak ne korku ne endişe ne keder. Ama dedim ya cümlelerim kopuktur birbirinden.

Ve…

Biraz hüzün kokuyorum bugün, yanmayan bir sokak lambasıyım biraz, unufak olmuş bir pencere camıyım belki de. Sahi kim kırdı beni bu kadar? Kim attı o ilk taşı? En çok şu karşıki evin sahibinden şüpheleniyorum. Onun evi gibi güzel değil benim evim ama insan işte haset etti belki de. Bir başka heyecan vardı bir başka sevgi vardı benim ev sahibimde. Mesela geceleri ışıklar yanardı benim evimde. Tüm pencerelerin önünü süsleyen çiçekler var hem de rengarenk. Duvarlar dile gelse sadece sevgi sözcükleri kurarlardı bu evde. Misafir hiç eksik olmazdı. İlginçtir, evimin sahibi de hep; “Ben de misafirim bu evde.” der dururdu. Dedim ya misafir eksik olmazdı. İkramlar hazırlanırdı misafirler için. Hele o salçalı makarnanın kokusunu alsanız, “Dünyada bundan daha lezzetlisi var mı acaba?” der dururdunuz. Çorba sevgiyle pişer, çay muhabbetle içilirdi. Tertemizdi benim evim, gökyüzünü içine sığdırmış gibi ışıl ışıl…Ve hep gül kokardı. Ve ben dışarı bakardım gündüzleri doyasıya içerdeki o güzel duygularla.

Karşıki komşudan şüpheleniyorum dedim ama evimin sahibi duysa bu düşündüğümü gönül koyar bana.”Bize yakışmaz komşudan şüphe etmek, birinin günahını almak.” der. Zira bilirim o bir günaha şahit olsa, “Bu günahı görmeme sebep olacak ne günah işledim Rabbim” diye sızlana sızlana geçirir gecelerini. En son beni temizleyip çıkmıştı evden. Çoktandır haber alamıyorum ondan. Bilirim imkanı olsa beni burada kırık dökük halde bırakmaz. Gelebilse gelmez mi evine? Bir şeyler oldu demek ki. Geçen gün sokakta ondan bahsettiklerini duydum. Hücre diye bir yere kapatmışlar. Kim yapmış anlayamadım. Orada benim gibi bir dışarı açılan cam var mıdır ki?

Beni kırdılar ya yetmedi mi, onu niye götürdüler?

Ya çiçekleri kim sulayacak şimdi?

Ceren Sıla

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *