Zor gelir, doğduğum günden bu yana
Derinlerimde duyduklarımı anlatmak
Yüreğimi dağlayan kor demir bana
Benliğin dik yokuşlarına tırmanmak
Zamanın çehresinde beliriveren
O yalancı gülüşler ikliminde
Sinem yeni açan bir yediveren
Bu yakıcı hazan mevsiminde
Nerde sevinçlerim kucak kucak
Avutsaydı derbeder ruhumu
Vedaya aşık sancılarım ancak
Ebede aşık bir muhacir tohumu
Hasret dört nala , menzil ırak
Savrulup duran yorgun vakitlerim
Vuslatın yelinde düşen son yaprak
Gibi kurudu solgun ümitlerim
Derler ki ruhu dolu dizgin
Geçti bu diyardan bir serseri
Varlığı ne kadar da engin
Mehtabın , yıldızlar onun eseri
Bakıp da güzelin çehresinde
Söndürdüyse doğan güneşleri
Devran etse de çevresinde
Alem , çıkmaz yürekten kederi
Neylesin ölüm , neylesin eceli
Her nefesi bir kızılcık şerbeti
Nasıl sevsin fani ömrüm güzeli
Bir hevesi taşır bin musibeti
Anlatma, efkâr dolu geceleri
Kayıp masallardaki sessiz kent
Yüreğimde yitirdiğim cevheri
Yıllardır arayan yorgun bir levent
Zehra Yılmaz