Dik Yokuş / Zehra Yılmaz


Zor gelir, doğduğum günden bu yana
Derinlerimde duyduklarımı anlatmak
Yüreğimi dağlayan kor demir bana
Benliğin dik yokuşlarına tırmanmak

Zamanın çehresinde beliriveren
O yalancı gülüşler ikliminde
Sinem yeni açan bir yediveren
Bu yakıcı hazan mevsiminde

Nerde sevinçlerim kucak kucak
Avutsaydı derbeder ruhumu
Vedaya aşık sancılarım ancak
Ebede aşık bir muhacir tohumu

Hasret dört nala , menzil ırak
Savrulup duran yorgun vakitlerim
Vuslatın yelinde düşen son yaprak
Gibi kurudu solgun ümitlerim

Derler ki ruhu dolu dizgin
Geçti bu diyardan bir serseri
Varlığı ne kadar da engin
Mehtabın , yıldızlar onun eseri

Bakıp da güzelin çehresinde
Söndürdüyse doğan güneşleri
Devran etse de çevresinde

Alem , çıkmaz yürekten kederi

Neylesin ölüm , neylesin eceli
Her nefesi bir kızılcık şerbeti
Nasıl sevsin fani ömrüm güzeli
Bir hevesi taşır bin musibeti

Anlatma, efkâr dolu geceleri
Kayıp masallardaki sessiz kent
Yüreğimde yitirdiğim cevheri
Yıllardır arayan yorgun bir levent

Zehra Yılmaz

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *