Ey Güzel Dost! /Yaşar BEÇENE 

Sanırım epeyce uzun bir zaman olmuştur bir dosttan mektup almayalı!. Bu nedenle olacak ki gelen ilk mektup kalpte inşirah esintileri duyulmasına neden oldu bende. Hem neden olmasındı ki?..Uzaklardan, çok uzaklardan sizi düşünen sizinle dertlenen ve her halinizle hemhâl olan bir gönül dostu var ise insan başka ne isteyebilirdi ki?.

Benim Yunus gibi derviş gönüllü Ziya’m. Anasının/babasının Paşa’sı!.. Şimdilerde hem öksüz hem yetim anası/babası!.Kimsesizlerin Kimsesi’ni yalnız gerçek dost bilmiş ve alaca atlar misali çatlayıncaya kadar koşmaya/koşturmaya ahd etmiş bir güzel insan. 

Şu dünya sürgününde kendime kalbî olarak çok yakın/yakîn gördüğüm güzel dost! Sitem ve sitayişlerine gerçekten hak vermemek mümkün değil. Mektubunda bazı eserlerin sahipsizliğinin en çok sanatkarı ve onu sevenleri inciteceğinden söz etmişsin. El hak bu, doğru bir söz ve yerden göğe kadar haklısın. Senin de dediğin gibi insanın bazen kelimeler boğazında düğümlenir. İçi kaynayan bir volkan olur lâkin anlaşıl(a)mamak, kimi zamanlar sönmüş bir volkan haline getiriverir insanı!.Ne mutlu bana ve ben gibi yüreğine misafir ettiklerine! Bilirim bir kalp, sevdiği kalplerle daha güçlü ve daha aşkındır. Bilirim bu nedenle, senle çıktığımız yollarda kendimi hep bahtiyar ve hep talihli hissetmiştimdir. Zira sen yalnız buralar için değil cennet yamaçlarında beraber çay içip muhabbet etmeyi şiar edinmiş ve dostlarla anlamlı gören kalbi aktif bir volkan gibi güzel bir insansın. Gönül elbette kalb içre bir kalpten konuşmayı arzular. Ama ‘elif gibi’ doğru olmak da zor süveyda ritmini yakalamak da!.Ama her şeye rağmen pes etmek de yakışmaz tabi ki bizlere.

Kalbimde müstesna bir yeri olan güzel dost! Bu zamanda kaç talihli insan vardır ki kendisine seven bir dostu tarafından kalbinin ilhamları sunulmuş olsun. Ve kaç insan vardır ki adanmış bir kalple olgun başaklar gibi dertleri paylaşılmış olsun!. Lütfen bir mektupla ne kadar şey anlatılır deme! Sen de çok iyi bilirsin ki bir kelime ile bazen açılmaz nice kapılar sonsuza kadar açılır. Ben şahsen bazı kelimeleri binlerce romana değişmem. Belki de o yüzdendir az kelime ile daha çok yakınlık kurma eğilimim!.Kim bilir?.

‘Derdini seven adam’lar fani dünyayı bir bir terk eylese de bir tek sen/ben dahi kalsak pes etmeden yola devam etmek en doğru olanı. Elbette kalbin sıkıştığı ve dırlandığı an’lar olur ve olacaktır da! Bu da insan olmamızın gereği değil midir? Böyle durumlarda hani her zaman çok sevdiğimiz bir dostumuzun dediği gibi zannımca ‘taze bir besmele’ ile yeniden toparlanmasını bilmek gerekir. Kabe’nin sahibi elbette onu koruyacaktır ama biz elde avuçta kalanlara yani içimizdeki kabeye bari en azından sahip çıkma gayreti içerisinde olalım/kalalım. Bence derdi anlamayana bir şeyler anlatmaya çalışmak kadar dünyada zor bir mesele az vardır her hâlde! Kimi zamanlar derdini en yakınlarına anlatırsın da yine çözüm yolları sana ilham edilir. Bu nedenle -sen de bilirsin ki- kalbin sıkıştığı zamanlar yine inşirah esintilerine en yakın zamanlardır. Güzel ortak paydalarda buluştuğun dostlarına sitem etmekte haklı olsan da lütfen -asla- gönül koyma! Zira malûm olduğu üzere zandan kaçınmak gerekir. Sen daha önce zannın en güzeli ile her zaman hareket ettin ve yolların hep ‘Selsebil’ oldu/oluyor.. Başını okşadığın öksüz ve yetimler varsın başlarını kimlerin okşadığını bilmesinler. Zaten esas olan da bu değil midir?. Sen küçücük gayreti olan insanları bile her zaman Allah’ın çok sevdiği insanlar olarak aklında/ kalbinde tutmaya devam et. Her anında ‘yetim yetim’ dedikçe bu çığlığın elbette bir yerlerde karşılık bulacaktır. Kalpten bilmeni isterim ki derdinde yalnız değilsin. Ancak insanın yaptıklarını/ yaşadıklarını ille de aşikar anlatması gerekir mi? İbadetin de -varsa kusurların da- gizli kalması hakikatini unutmamak gerekir. Bütün fıtratları aynı çizgide toplamak hiç mümkün müdür? Göz yaşlarının akması için ille de geceyi beklemek gerekir mi? Unutmamak gerekir ki başka vakitlerde ağlayan hatta kalbine doğru ağlayan insanlar da olabilir. Ama duaların kabulü için şartları koyan koymuş zaten! Ameller niyetlere göredir. Asla endişelenme. Bir hurma veren de bir bahçe bağışlayan da yetim dertlerine ortaktır inşallah. Asıl gurbetin ne demek olduğunu ise şimdilerde çoğumuz zaten iliklerimize kadar hissettik. Sen de ben de ve bizleri seven dostlarımız da dilerim şu dünya serüveninde dermanını dertleri ile birlikte kalpten arayan Yusuf yüzlü ve Hamza yüreklilerden oluruz. Dilerim hep beraber yeryüzünün yeşermesine vesile olan Nil/Fırat/Dicle gibi insanlığa can suyu taşıyan talihlilerden oluruz. 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *