Gandhi’nin Tolstoy’a Mektubu

”Sevginin en yüksek ahlakı temsil ettiği kabul edilmedi, ya reddedildi ya da çelişti, ama bu hakikat, her yerde, onu çarpıtan her türlü yalanlarla o kadar iç içe geçmişti ki, sonunda hiçbir şey kalmadı. Bu en yüksek ahlakın sadece özel hayat için geçerli olduğu öğretildi. Fakat kamusal hayatta hapsetme, infazlar ve savaşlar gibi her türlü şiddet, çoğunluğun korunması için kullandı. Her ne kadar sağduyu, bazı kimselerin başkalarının yararına her türlü şiddete maruz kalmaya karar verdiklerini iddia etseler de, şiddet uygulayan bu erkeklerin, kendilerine şiddet uygulayanlara benzer bir sonuca vardılar. Yani kötülükle kötülüğe karşı direnmeksizin her türlü zulüm, hakaret ve her tür şiddete maruz kaldı. İnsanları ileriye götüren her şeye rağmen, uyuşmazlıkları birleştirmeye çalışmak: aşkın erdemi ve sevgiye karşı olan, yani, karşıt olan şiddete göre kötülüktür. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Bir diğeri. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Kötülüklerle kötülüğe karşı direnmeksizin her türlü zulüm, hakaret ve her türlü şiddete dayanan insanlar, insanı ileriye götüren her şeyden bağımsız olarak, uyumsuzlukları birleştirmeye çalışmayı sürdürdüler. Aşkın erdemi ve sevgiye karşı olan, yani, kötülüğün şiddete maruz kalmasıdır. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. ”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *