Tutmadım daha dileğimi, hadi yıldız kayacaksan kay. Bunca hengamede; birde onsuz geçen günleri
say. Bak hazır olda, seni bekliyor güneş ve ay! O uzak kıtalarda açan nazlı bir çiçek, ismi Şimay…
Gözleriniz Hanımefendi hep böyle mi güler? Baktıkça yenileniyorum. Merakımı mazur görün ama
bilmiyorum. Sahi melekler evlerine ne zaman döner? Sanmayın ki bu yangın böyle kolay söner. O
okyanuslar ötesinde çıkan bir dolunay, ismi Şimay…
Dikkat edin eriyebilirsiniz; yağmurlu havalarda şemsiye açın emi! Herşey hazır; kaktüs masada, tatlı
ve kahvenin demi. Gündüz mü gelirsiniz gece mi? Siz kaç gibi teşrif edersiniz? Ben bir saat öncesinden
mutlu olmaya başlayım, eğer söylerseniz. O bir türlü benim topraklarımda gezmeyen bir maral, ismi
Şimay…
Elinde üç yıldız. Biraz çocuksu biraz da ıssız. Olmuyor Efendim olmuyor işte sensiz. Yelkovanda yüzün,
akrebi almış bir hüzün. Zaman anlayacağın dengesiz. Yine ne anlatıyorsun deme, aşıklar duramaz
sessiz.
O en sevdiğim şiir, en sevdiğim şarkı, en sevdiğim mekan, en sevdiğim yemek. En güzel ne varsa
benim için o demek.
İçimde bir ordu bekliyor. Gönül ülkeni fetihe hazır. Yeterki izin ver, koşsunlar sana doğru; ellerinde ok
ve yay. O ise benim kalp ülkemi savaşmadan kazandı, ismi Şimay…
Tutmadım daha dileğimi, hadi yıldız kayacaksan kay. Bunca hengamede; birde onsuz geçen günleri
say. Bak hazır olda, seni bekliyor güneş ve ay! O uzak kıtalarda açan nazlı bir çiçek, ismi Şimay…
Gözleriniz Hanımefendi hep böyle mi güler?