Bayram sabahları, edindiğim tecrübeye göre hemen hemen her kültürde heyecan ve coşkuyu anlatıyor. Bayram demek, aslında paylaşabileceğimiz pek çok güzelliklerin habercisi demektir. İnsanların kalbine dokunan ince nüanslar, bahar çiçeklerinin çayırlara yayılması gibi ferahlık doğurur.
Çocukken kendi dünyamda bambaşka hülyalarda gezerken, etrafımdaki coşkunun doğurduğu heyecanı hiçbir şeyde bulamayacağımı gurbette öğrenecektim. Bayram elbisemle çocuklarla şenlenir, sokaklarda tatlı bir telaşla dolaşırdık. Sabahın erken saatlerinde kalkmanın zor olmadığı ender zamanlardan biriydi bayram sabahları. Bayram sabahı olması için gece beklerken yatak kenarında uyuya kalmak bile sabırsızlığımı anlatmak için yeterli belki.
Bayram şekerlerinin tatlı anıları damağımda, babamın o sıcak bayram tebriklerinin yankısı kulaklarımda… Kalabalık ve uzun sofralarda sana ayrılmış yerin olması… Çocuklukta sık sık tatlı ve şekerler yiyerek uyarıları kulak ardı etmek… Beni izleyen gözlerin yanında hissettiğim huzuru, bayram sofrasında eksik kalan yerimi bu kadar uzaktan özlediğimi en çok bayram günlerinde anlıyorum.
Her ne kadar burada yeni dostluklar kurmuş olsam da, çocukluğuma götüren anılarım ile özlediğim pek çok şeyi göz önüne seriyor. Uzaktayken anladım ki bayram; sevdiklerin, ailenin etrafında toplandığı sofraların, paylaşılan kahkahaların, bir arada olmanın mutluluğudur.
Belki de bir gün, bu uzak diyarlarda, çocukluğumun bayramlarını yeniden canlandırabilirim. O güne kadar, bayram sabahları pencereden dışarı bakarken, kalbim hep evdeki bayramlara doğru yola çıkar; ve ben, burada bedenen bulunsam da, ruhum orada, çocukluğumun bayramlarında kalır. Her bayram biraz daha özlemle, biraz daha umutla, sevdiklerime kavuşacağım günü beklerim.
Neva Çiçek