Doğarsın…
Günler tek tek sayılır. Sabırsızlıkla kırkının çıkması beklenir. Ömrünün ilk kırkı ‘Kırk Uçurma’ törenleri ile karşılanır. Tebrikler, dilekler hep daha nice kırkları görebilmek içindir.
Biz unutsak da sonraki her kırkta zaman bizi kırklar durur. Ta ki ömür ibresi kırkı gösterene kadar…
Yaşarsın…
Kırk sayısı ile bağın devam eder. Bazen bir davranışı kazanmak için istikrar adına ihtiyaç̧ duyduğun gün sayısı olur. Bazen de bir güzel davranışta bulunmanın duası olur. Kırk bir kere maşallah denilir kırka bir ekleyerek. Hatta kırk yaş sınırında gözlerin bozulur da o zamana kadar sana yakın olan harfler senden uzaklaşır. Böylece yaşlılık belirtisi olarak çıkar karşına kırk yaşın. Başka bir yerde de ilahi koruma moduna geçişin sınırı olur kırk. Allah (CC) insan ömrünün başlangıcından itibaren iki meleğe kuluna arkadaşlık etmesi için görev verirken; o kul, kırk yaşına ulaşınca aynı meleklere koruma emrini verir. Kendine güvenin yeterli gelmediği, sonradan sonraya çizgiyi şaşma ihtimalinden olsa gerek. Yolun yarısı mıdır, sonu mudur bilinmez ama faniden bakiye geçişin ivme kazandığı yaştır kırk. Yüzümüzdeki çizgilerin bizi biz yapan ilkelere imza attığı hatta neleri istediğinden çok neleri istemediğini fark ettiğin yaş olur kırk.
Ölürsün…
Sevdiklerin için veda töreni olur da “Yasinler” okunarak uğurlanırsın. Yokluğunun kırkıncı gününde dostlarınla anılırsın.
Doğarsın, yaşarsın, ölürsün de “kırk” mihenk olmaya devam eder. Ruhun yaşı yoktur derler. Kırkınla tanışmışsan korkma. Ne yaşlısındır ne de genç. Demini almış çay misali tam kararındasın. Gençliğin olgunluğa evrilirken kırk yaşını gördüğün için de çok şanslısındır.
Kırk Yaş;
Peygamberlik yaşı.
Vahiy zamanı.
Bir yandan gelen ilahi mesajları kaldırabilecek kemâlât.
Bir yandan da davet ve tebliğin zorluklarını göğüsleyebilecek makam için müthiş zamanlama.
Kırkına geldiğinde yaşamını çıkarırsın da kantara, daha çok benzemek istersin kırkıncı Müslüman Ömer’e.
Daha da yaşlanmadan “akıllandım artık” diyebildiğin yaşın olur kırk.
Kaçırmamak gerek her yaşın kendine ait güzelliklerini.
Kaçırmamak gerek yeniden başlangıcın sınırını.
Kırkımıza eklenen yılları kılı kırk yararak yaşayıp ömrü tamamlamışsak ne mutlu bize!
Evet, ne mutlu bize ki Allah, insana kapasitesi üstünde yük yüklemezmiş. Hatta “Öğüt alabilecek kadar yasatmadan da” cezalandırmazmış. O zaman… Kırk yaş yeterince öğüt alınma fırsatı için verilen yaş sınırı. Efendimiz “Kırk seneyi doldurduğu halde hayrı şerrine galip gelmeyen kimse, cehenneme doğru hazırlansın” derken kırk yaşının önemini keskince hissettirir bize. Son viraj için uyarırken bizden vazgeçmediğini gösterir. Bundan sonra öğütler tutulmuşsa şayet, dönüm noktasındaki toyluklar kırklanmış demektir. Yoksa sonsuzluğa sıçrama tahtası olan ‘Kırk Yaş Avansı’ kaçmış olup hiçlik sayacı işlemeye devam edecektir!
‘Hiçlik Sayacı’nı tekrar başlatmadan kırkına erenlerle birlikte “Eksilen Gençlik İle Artan Deneyimler Köprüsünden” sağ salim geçmek için bir de “Kırk Yaş Efsanesine” kulak verelim.
Kırk Yaş Efsanesi…
Değişim için karar zamanı. Tıpkı kartal efsanesindeki gibi. Efsaneye göre kartal, kendi türleri içerisinde en uzun yaşayan kuş türü. Yaklaşık 70 yıl yaşar. Ancak bu yaşa kadar gelebilmesi için kırk yaşında çok zor bir karar vermesi gerekir.
Şöyle ki;
Kartalı kartal yapan pençe ve gagası artık yıpranmıştır. Ağırlaşmış ve yaşlanmış tüyleri göğsüne yapıştığı için uçuşları da eskisi gibi değildir. Kartalın, karar verip değişmesi ve yenilenmesi için kırk yaş dönüm noktası olacaktır. Ya olduğu gibi pörsümüş olarak biraz daha yaşayacak ya da yenilenip canlanmak için beş aylık acılı bir sürece girecektir. Bu süreç boyunca kartal; bir dağın tepesinde kimsenin erişemeyeceği bir seviyede bulunan yuvasında oturacak önce gagasını bir kayaya sürekli olarak çarparak çıkartacak ve yerine yenisinin oluşmasını sağlayacak daha sonra da yeni oluşan gagasıyla pençelerini sökecektir. Yenilenmiş pençeleriyle de yaşlı tüylerini tek tek yolarak kartal için “İkinci Yeni Hayat” başlamış olacaktır. İşte bu nedenle kırk yaş değişim yaşı yenilenme çağıdır.
Son olarak;
Kararımızı netleştirmeye yardım edecek “Ahkaf suresi” on beşinci ayetindeki duaya kalbimizi çevirelim. “İnsan, gücünü kuvvetini bulup kırk yaşına girdiğinde” bu ayetteki duayı etmemiz istenir. Böylece “kırk yaş” ilahi onayla özel yaş oluverir.
“Ya Rabbi! Gerek bana gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olacağın makbul ve güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasip eyle! Rabbim! Senin kapına döndüm, ben sana teslim olanlardanım.”
…
Dünyaya geldiğindeki günahsızlığı kaçırdım diye bütün bütün terk etme kendini! Vazgeçme kendinden. Koy ayağını kırk yaş eşiğine. Unutma! Ya maya tutacak ya da ataların dediği gibi kırkından sonra azanı teneşir paklayacak.
MERYEM YILDIRIM