Kış mevsimi, insanların hayatları üzerinde iki farklı etkisi vardır. Biri karın toprak üzerinde gelinlik gibi serilişini elinde sıcacık içecekle izlemenin keyfi ve huzuru yaşanır. Nasipleri nispetinde bazılarımız için kış, şömine başında geçirilen huzurlu akşamlar, aile ve dostlarla paylaşılan sıcak anlar demektir. Kar tanelerinin pencerelerine vurması, onlar için sadece dışarıdaki soğuğun bir hatırlatıcısıdır, içerideki sıcaklık ve konforun bir tezadıdır dışarda olanlar.
Diğeri ise, bu beyaz örtünün soğuğu ile mücadele etmek bu mevsimin en yaman çelişkisi olsa gerek. Soğuk hava, kar ve buz, özellikle dışarıda çalışmak zorunda olanlar, evsizler veya yetersiz ısınma imkanlarına sahip olanlar için büyük zorluklar doğurur. Kışın bir savaş meydanı gibi olduğunu tezahür edersek bu şartlarla mücadele eden birinin sıcak bir yuvaya sahip olması zaten alışık olan insanların yanında daha derin bir hisle kalbini şükürle doldurur. Çünkü sıcak bir yuva, kalın bir mont, sıcak bir öğün, bu insanlar için ulaşılması güç, bazen de hayal gibi olan ihtiyaçlardır.
Bu iki farklı deneyim, kış mevsiminin çelişkili yüzünü gösterir. Bir yanda, kışın getirdiği güzellikler ve konfor içinde geçirilen zamanlar, öte yanda ise hayatta kalma mücadelesi ve soğuğun acımasız yüzü. Bu durum, toplumun farklı kesimlerinin yaşam koşullarındaki büyük farklılıkları da ortaya koyar. Bu farklılıkları az çok herkes fark etmiş ya da düşünmüştür. Peki konfor alanına sahip insanların burada bir vazifesi olduğunu hatırlamak gerekmez mi? İnsanlar birlik ve dayanışma ile güçlü yarınları inşa ederler. Çocuklarımıza iyi ve doğru olanı, paylaşmanın önemini anlatmak için çabalarız. Anlatmaktan daha fazlasını yaparak Allah’ın bize sunduğu nimetlerden infak etmenin bereketini ve huzurunu yaşamak kelimeleri kullanmaktan binlerce defa daha tesirlidir.
Kış bir mevsimden çok daha fazlasını ifade ediyor aslında. Eskilerin sevilen Yeşilçam klasiklerinde yer alan bir filmde Ömercik isimli bir çocuğun kışın yaklaşması ile tedirginliğini anlatan bir sahnesi beni çok etkilemişti. Şu minvalde sözleri vardı: yazın dallardan meyve toplar yeriz, nerde olsa yatarız da kışın ayazı vurunca hem aç kalır hem de ısınacak barınak ararız diyerek sokak çocuklarının halini dile getirerek toplumsal bir gerçekliği gözler önüne serer. Sadece kısa bir konuşmada geçen benzeri ifadeler her kış elimdeki nimetleri fark ettirip derin şükre yönlendirir. Bu açıdan bakınca kış mevsimini daha çok sevdiğimi fark ediyorum bir yandan toplumsal eşitsizlikler, dayanışma ve yardımlaşmanın önemini hatırlarken öte yandan insanların birbirlerine karşı sorumlulukları gibi konuları gündeme getirerek birlik ve beraberliği doğurur. Kış dışardaki soğuğa inat kalpleri ısıtan bir mevsim. Kar taneleri, bir yanda güzellik ve huzurun, diğer yanda ise yaşam mücadelesinin ve dayanışmanın simgesi olurken bir araya gelerek güçlü bir toplumu inşa etmeyi lisani hal ile en güzel şekilde anlatırlar.