İnsan, hayalleri sayesinde zamanı ve mekanın kalın duvarlarını aşarak özgürleşebilir. Gün olur kendini dağ başında küçük bir kulübede, insanlardan uzak bir ada da, gizemli ve bir o kadar da heyecanını artıran ortamlar da hayal ederken bazen de evinin bir odasında, ya da balkonunda ki küçük, rengi güneşten solmuş belki de yer yer boyası hafifçe kabarmış masasının bir ucunda oturup kitap okurken hayal edebilir. Dedim ya hayallerde geçmiş ve gelecek, gece ve gündüz, acı ve tatlı her şey karışabilir. Bir arkadaşın yanında hissedilen o güzel günler, bir çay sohbetinde yaşanılan anılar hayal olur zihnin ekranından perdeye yansır ve devam eder kendini izletmeye. Hayaller esasında kuyu gibidir. Derinlikleri, genişliği farklı farklı olduğu gibi suyunun tadı, kokusu,soğuk yada sıcaklığı da farklıdır. Herkesin hayali kendisine özeldir, güzel ve özgüdür.
Ben insanı insan yapan şeylerin başında hayallerin geldiğine inanırım. Geçmişi,
şimdisi, geleceği hayalleri ile güzelleşir, anlam kazanır, yolunu bulur. Çoğu kez de
hayaller insana yol buldurur. Yoksa insan nedir ki? Görüntüsüne mi ya da aklına,
davranışlarına mı insan diyeceğiz. Bence insanın tanımında mutlaka onu ‘’hayalleri
olan varlık’’ diye ifade etmek gerekir. Bir düşünün!… Hayallerimiz hiç yok.. Geçmiş
ve gelecek diye bir şey yok. Sizce bu nasıl bir şey olurdu?.Hayallerin eksikliği, özlemi, acıyı, sevgiyi, kavuşmayı, sıla hasretini kısacası insanın beş duyusunun ulaşamadığı şeyleri yok saymak değil midir?
Bir yerde izlemiştim, sokakta kağıt toplayıp geçimini sağlamaya çalışan hayatta
kalmaya çalışan gence soruyor biri; gelecek ile ilgili hayallerin nedir diye? Gencin
verdiği cevap insanın kanını donduruyor adeta: ”Hiç bir hayalim yok!..” Bu fotoğraftaki genç ne kadar yaşıyordur, bu hayatın ne kadar farkındadır acaba?
Ah bu hayaller… Kimine acı çektirirken kimine de güç kaynağı olurlar. Yaşamın
gayesi olurlar.
Hayal kurmak hem çok ucuz hem de özel bir ofis tutmadan, kira ödemeden, hiç
masraf etmeden elde edilen bir şeydir. Kendinizi sınırlar ötesi seyahatlerde
pasaportsuz gezintiye çıkarabilir, izin almadan her türlü yere girebilir, dünyanın
sınırlarını aşıp atmosferin dışındaki dünyalara uzay mekiği kullanmadan seyahat
edebilirsiniz.
Hayal kurmanın keyfini hayal kurmayı bilenler ancak anlar. Hayal kurmak bir yönüyle
o kadar da kolay değildir aslında. Yani her insanın hayal kurduğunu, hayallerinde
mutlu olduğunu düşünmeniz sizi yanıltabilir. İnsanlar hiç hayal kurmazlar demiyorum.
Ancak hayallerin kalitesi, kişiye motivasyonu, hayata tutunması için sağlam kökler
oluşturmasını, engellere takılmamayı aşabilecek hayalleri herkes kuramaz diyorum
aslında…
Ben hayallerin gücüne inanıyorum. Hayalleri güçlü insanların ayakta kaldıklarına,
kolay kolay yıkılmadıklarına ve aynı şekilde hayalleri güçlü insanların hayatta başarılı olduklarına inanıyorum. Düşünün!.. Bir yerde tutsak veya savaş ortasındasınız. Sizi normal şartların iyileşmesi dışında sadece hayalleriniz bu olumsuz ortamdan çıkarıp özgürleştirebilir. Ya da korkunç bir hastalığa yakalandınız. İlaçların etkisi, teknik destek gibi şeylerin yanında hayallerinizin gücü, derinliği oranında bu girdaptan kurtulabilirsiniz. Sonuç, ölüm de olabilir ama hayalleriniz sizi son anınıza kadar hayata tutunmaya ve ölüm sonrası duruma inancınıza göre yeni yaşama da hazırlar.
Filibeli Ahmet Hilmi’nin bu konuyla ilgili uzun yıllar önce okuduğum kendi dünyamızın
klasiklerinden ‘’A’mak-ı Hayal’’ adlı eseri aklıma geldi. Dünyanın katmanlarını aşıp,
gezegenleri, saman yolunu ücretsiz gezdiğimi hatırladım. Aslında konu kitaplara
kaymışken her insanın kitap dostları ile aynı mutluluğu, seyahatleri yapacağına
inanıyorum. Yeter ki insanın kendisini yakın hissettiği, duygularını paylaştığı,
dertleştiği dostları içine kitapları da dahil etmesine bağlıdır. Bugünler tam da kitap
okunacak zamanlar desem çok klişe bir ifade olarak bakabilirsiniz. Ama aslında aynı
şeyi yarınlar içinde söylerdim. Yarınlar da dünler gibi çok kitap okunması gereken
günler…
Tekrar hayallerimize dönersek, bizi hayallere yönlendiren şeylerin başında albümler
gelir belki de. Daha sonra yıllardır göremediğimiz bir arkadaşımızı hatırlamak veya
onunla karşılaşmak. Ya da izlediğimiz filmde ki bir kare, okunan kitabın bir cümlesi,
içilen kahvenin yada yenilen bir yemeğin tadının ve görüntüsünün çağrışımları…
Hayallerimizin güzelliği bizi farklı kılar.Hayallerimizi güzelleştiren bakış ve
duyuşlara sahip derinliğe erişebilmek ise tamamen kendi gayretlerimizle orantılıdır.
Hayallerimizde derinleşip, hayata geçirebilme dilekleriyle…
Vahit Göz