Sen Ankara’sın / Murat Sirkecioğlu


Ayrılık çanları çalmaya başladı. Havada hasret kokusu var. Ankara biraz daha kasvetli, biraz
da sisli. İnsanları eskisinden de mutsuz. Bence şiirlerin ve şehirlerin karakteri vardır. Tıpkı bir
insan gibi. İstanbul kimseye yüz vermeyen nazlı bir kadınsa, Ankara’ da suratı asık, mutsuz bir
adamdır.
Bugün daha da hüzünlüsün Ankara! Bana daha da karasın. Belki hiç uğrayamayacağım bir
daha sana ama sen hep yarasın. Ben gidersem eğer, terk-i diyar eylersem yani , bil ki hep
yüreğimde kalansın. Beni bilirsin tutamam şu dilimi, dürüst olmak gerekirse yalansın…
Ankara, küsme bana! Benim hamurum seninle yoğrulmuş. Senin gibiyim o yüzden. Kışlarım
soğuk ve ayaz, yazlarım ise sıcak. Tıpkı senin gibi benimde ayrılıkla ilgili problemlerim var.
Biraz ısınınca hava kimse bende kalmaz, herkes ait olduğu yere gider.
Ağlıyor musun yoksa ben gidiyorum diye? Hiç yakışıyor mu sana? Allah’ını seversen, ne bu
yağmurlar her gün her gün… Sen Ankara’sın kendine gel! Ben mi…? Yok ağlamıyorum. Kirli
havan kaçtı gözüme.
İçimde derin bir sızı olacak. Biliyorum Ankara, sen beni hiç sevmedin. Platonik sevdan hep
içimde kalacak. Oldum olası sevmem vedalaşmayı, kendine iyi bak olur mu? Beni unut
diyeceğimde zaten düşünmesin. Ayrılmadan bir şey itiraf edeyim, beyaz sana çok yakışıyor;)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *