ÜLKEDE YAS VAR / Ensar Nuralp

Şeref’li dostların ardından…

Hayatın acılarına kapanır mı kapılar birgün bilmem.

Vicdan vaktidir.
Belki yine iftiralar olacak, kumpaslar olacak mülteci yollara çıkılacak, yine masumlar Yusuf olacak yine işkenceler görülecek, yine türlü acılar çekilecektir ama bugün bitmeli artık bunlar.

Bugün pek huzurlu olunabilecek zamanlarda değiliz.

Acılar, kapanan kapıları kırıyor.

Ülkede zulüm var.

Çocuklar nehirlerde ölüyor.

Masumları cenazesi çıkıyor zindanlardan

Dünya huzur yeri değil biliyorum ama fazlaca yaslı girdik bu defa zamana

Ahmet öldü, denizde Feridunlar, nehirce nice körpe canlar öldü. Zindanlarda Yusuflar, gerbette hasret çekenler oldu. Baban da öldü, iyi günleri göremeden.
Oysa;Anadolu çocukları aydınlık günler görsün diye çırpinanlardı bunlar. Gül devrince bir hayatı bütün toplum için hayal edenlerdi.

Kimsenin konuşmadığı bir dilde konustular inatla.

Beni en çok ne üzdü biliyor musunuz?

Boynumuza bir terör yaftası getirip astılar.

Ve bir başlık attılar…

“Malları mülkleri karıları ganimettir.”diye

İçimiz kıyıldı, ürperdik.

İslami seven ama müslümana düşman muslumanlar, muslumanları sevmeyen gayrimuslimlere ne kadar da benziyorlar.

Ölenlerden kimi yakın arkadaşımdı. Bu topluma hak ettiği değeri verebilmek için ne çileler çektikleri biliyorum.
Bunlardan biri Kandıra’nın karanlık hücrelerinde ölen Şerif’ ti.

Ve, o öldüğünde “kardeşleri” onun ölümünden söz etmediler.

Celal’di bir diğeri. İkisi de ogretmendi. İşinden atıldığında babası da evinden atmaya kalkmıştı. Sen teröristsin diye türlü hakaretler etmişti. Rızkını kazanırken elektirige kapıldı Celal. Öldüğünde, babası haykırıyordu yine. Oğlumu f.toculer öldürdü diye. Bir imtihan ki çekilmesi değil.

Şerif sessiz gitti. Son görüşmesinde eşine; “Seni ve çocuklarımı çok seviyorum ama gönlümden buradan şehit olarak çıkmak var” demiş, eşini ağlamıştı.
Bu kadarcıktı kusuru.

Konusması…

Nezaketi…

Ve fedakarlığını gorseydiniz aşık olurdunuz.

O avluların içinde nasıl çiçek açtı kimbilir. Zaten bilseniz o avlularda aşayanları hep seversiniz.

Orta boyluydu Şerif, Celal de öyle.

Ağır ağır yürürdü…

Ve ağır ağır konuşurdu.

Sükunetle konuşurdu.

Hiç kızdığını, sinirlendiğini görmedim.
Gülümsemesi utangactı.

O kadar naifti ki şaşardınız.

Sanki bu dünyanın insanı değildi.
Okula ilk geldiğimde utangaç gülümsemesiyle karşılamıştı beni. Atölyesini gezdirmisti.

Edebiyattan konuşmuştuk sonra.

İçerdeyken, eşi de alınınca çocuklarıma ev hasreti yaşatmaya dostlar demişti. Eve yemeğe almıştık çocuklarını. Babalarinin imbiginden süzülmuştü tavırları.

İsterdi ki tüm çocuklar mutlu olsun.

Ve tam da çocukları mutsuzken öldü.

Kederle ölmüştür diye düşündüm.

Bu topraklarda doğan bir fedakar başka nasıl ölür?

Kederden başka ne verir bu yaşananlar ona?

Hayir aslında, tam da öyle değil…

Şerif sevgiyi de gördü Şerif. Celal de oyle. Hatta Celal babasından görmediği sevgiyi dostlarından gördü.

Ve, sonra…

Şerif altlarından ırmaklar akan yerlere kavuştu. Celal de.

sükuneti, ağırbaşlı bilgisi, derin anlatımı, insanlara olan sevgisi…
Yasarken yıldızların arasında dolaşan bir ermiş gibiydi…

Ardı sıra edasıyla parlayan ışıltılı tozlar…

Ve ben Şerif’in ölümü için bir yazı yazıyorum…

Çocuklar ölürken öldü Şerif.

Hep çocuklar yaşasın isterdi.

Çabalardı bir şeyler yapmak için.

Memleketini hiç görmedim. Çiçekli bir yer olsa gerek.
Eşiyle telefon konuşmasına şahit olmuştum bir gün. Gıpta etmiştim.

Güzel insandi. Buraların adamı değildi yani.

Bir yer var biliyorum.
Bir gün acılara kapalı olacak kapılarımız.

Acı çekmeyecegiz.

Yaşlanıyorum, kendi ölümüme alıştım da sevdiklerimin ölümüne alışamadım.

Bir de dostların ölümüne.

Acılara kapalı olmalı kapılarımız.
Ne ki biraz zor kapıları kapalı tutmak

Ölü çocuklar süzülüyor içeri.

Yetim çocukların kederli yüzleri.

Öldü dostlar.

Ölüyorlar.

Daha da ölecekler, belki öleceğiz biz de…

biliyorum…

Gidenler, gülümseyerek karşılayacak gelenleri.

Bugün acıya kapalı kapılarımız.

Acıdan değil bu gözyaşları…

ŞEREF’siz bir dunyaya alışamamaktan…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *