Ümit / Yağmur

Ümit
Yurtdışı şartları zor ve ağır olmasına rağmen ve her ne kadar annem babam karşı çıksada da bastıramamıştım içimdeki o tarifsiz aşkı. İçimde hep ayrı bir heyecan olurdu. Dershane öğretmenim ve dayım gibi bir hizmet insanı olmak istemiştim. Her ne kadaraklıma bir çok kez geri dönme düşüncesi düşsede beni burda tutan bir gaye vardı.Onlar gibi bir gayeye sahip olup, hiçbir beklentiye girmeden koşturmaktı hayalim. Hep beni görmek istedikleri gibi bir hizmet insanı olmak istedim. Hizmetin önemini tam anlamıyla idrak etmemiş olmama rağmen…
Yıllar yılları kovaladıkça ikinci vatanım oldu içinde hizmet ettiğim ülkem. Yoğun zamanlarımızınolduğu ve hatta dinlenmeye bile cok vaktin kalmadığı dönemlerdi ilk geldiğim yıl. Öğrencilerimle programım vardı. O zamanlar dil öğrenmeye yeni başlamıştım. Programın yoğunluğundan ders çalışmaya çok vakit kalmamıştı ve final sınavım vardı. Yatmadan önce sadece bir göz gezdirebilme imkanım olmuştu. İçimi ,sınavdan kalma korkusu sarmıştı. Sabahsınav için yurttan ayrılmadan önce, bir öğrencim koridorda bana doğru gelip “Abla sınavınız çok güzel geçecek inşallah ,ben size dua ettim.” dedi. Üniversiteye giderken ayaklarım geri adım atıyordu. Sınav kağıdı önüme geldiğinde “Ya Settar” diyerek başlamıştım korkarak… Sıvavım kötü geçmişti. İki gün sonra sınav sonucu gelince şaşkınlık içerisindeydim. Sınavdan

çok güzel bir puan ile geçmiştim öğrencimin duası ile. Ve o zaman bulunduğum yolun güzelliğini farkediş anımdı… Beni özüme döndüren, beni ben yapan, arkadaşlarım ve öğrencilerim ile beraber yürüdüğüm bu eşsiz yoldu.
Sayımız az olsa da her ihtiyacımızı bilir ,birbirimize anne baba olmaya çalışırdık. Derdimiz, kederimiz ,yolumuz bir idi. Bizi aynı noktada birleştiren birçok nokta vardı. Yeri geldi, üzüldük birbirimize sarıldık. Gurbette olmanın üzüntüsünü ve uzaklığını hissettiğimiz zamanlar aramızdaki sevgi ,bir nebze dahi olsa onu dindirirdi. Yorgun düştüğümüzde, daha çok koşmamız lazım deyip ayaklanmaya çalışırdık tekrardan. Acımızı birlikte yaşayıp gözyaşlarımızı birlikte siliyorduk. Birbirimize güç veriyorduk, ikinci vatanımız dediğimiz ülkede. Kendi vatanımızdan kilometrelerce uzakta,dünyanın öbür ucunda kalpleri kalplerimize yakın dostlar edinmiştik.Hep beraber tarifsiz bir atmosferin içindeydik.
Başlangıçlar hep zordur ama neticesi güzel olur düşüncesi bizi ümitlendirmişti. Ve bu ümitle geçirdiğimiz dopdolu yılların sonunda rengarenk çiçekleriyle, içimizi ferahlatan bir gönül bahçeseydi geriye kalan…