Kitap Tanıtımı: Dirlik Düzenlik

İlk öykü kitabı Tutsaklığın Üç Hali ile 13. Türkan Saylan Sanat Ödülü’nde finalist olan Ahmet Karadağ
iki yıl aradan sonra yeni öykü kitabı Dirlik Düzenlik Apartmanı ile okurlarına tekrar merhaba diyor.
Mahal Edebiyat Yayınları tarafından yayımlanan bu ikinci öykü kitabında Dirlik Düzenlik Apartmanı’nın
farklı katlarındaki kahramanları aracılığıyla okurları ölümün, unutulmanın, korkunun, ihanetin, aşkın
ve deliliğin tehlikeli sınırlarında bir gezintiye çıkarıyor.


Ankara’da yaşayan Ahmet Karadağ serbest çocuk doktorluğu yaparak hayatını kazanıyor. Kırk
yaşından sonra yazmaya başlayan ve Kitap-lık, Notos, Varlık, Öykü Gazetesi, Lacivert Öykü ve Şiir
Dergisi, Edebiyatist, Yeni E Dergisi, Oggito, Edebiyat Haber, Mahal Edebiyat, İshak Öykü, Parşömen
Edebiyat, Veveya, Bianet, Birgün, Yeni Yaşam Gazetesi gibi dergi, gazete ve platformlarda
yayımlanmış öyküleri ve edebiyata dair yazıları mevcut olan yazar iki kız babası.
Okurlar, aynı apartmanın farklı katlarındaki altı kahramanın aynı zaman diliminde birbirleriyle kesişen
altı öyküsünde bir taraftan aşk, ölüm, ihanet gibi insanlığın kadim konularıyla ilgili öyküler okurken bir
taraftan da yazarın ülkenin güncel siyasi sorunlarına klişelere kaçmadan, sloganlara başvurmadan
usul usul dokunuşuna tanık oluyorlar.
Her öykünün girişinde epigraf olarak verilen şiirler okura sadece güzel bir şiir okuma keyfi vermiyor
aynı zamanda okuru birazdan okuyacağı öykünün atmosferine hazırlıyor. Bu şiirlerle okura öykülerin
muğlak bırakılan sonları hakkında da bir ipucu veriliyor.
Prélude olarak isimlendirilen giriş bölümüne öykülerin geçtiği mekân olan Dirlik Düzenlik Apartmanı
hakkında bir bilgiyle başlıyor kitap; “Bir apartman burası… Ankara’nın Cumhuriyet kadar yorgun bir
semtinde, nice darbeler, ayaklanmalar, sıkıyönetimler, ölümler, cinayetler, faili meçhuller görmüş,
yıllar boyu en pespaye eğlence mekânlarına, sefil öğrenci evlerine nazlanmadan gönlünü açmış
Cebeci’de, eski, köhne, karanlık bir apartman. Teknik Üniversite yıllarında şiirle uğraşmış ve yaz
gecelerinin birinde, Boğaz’ı gören küçük bir meyhanede şair arkadaşlarıyla demlenen Edip Cansever’le
tanışarak sohbetini, kendi ağzından “Dirlik Düzenlik” şiirini okuyuşunu dinlemiş olan yaşlı
müteahhidin, artık hayatının hiçbir yerinde olmayan şiire ve tam da o yıllarda yaşadığı karşılık
görmemiş aşklara duyduğu özlemi azaltma çabası mıydı, yoksa arsa sahibi Konyalı eczacının, ileride
oturacak sakinleri hır gür çıkarmasınlar diye bir temenni ve duası mıydı bilinmez, adına Dirlik Düzenlik
Apartmanı denilmiş.” Bu giriş bölümünden sonra her bir kahramanının iç dünyasına uygun bir anlatım
tarzıyla altı öyküyle karşılaşılıyor.
Coda isimli bitiş bölümünde de okura olan biteni anlaması için bir fırsat tanıyor yazar. “Burası bir
apartman, köhne, Cebeci’de. Bir daha hiçbir zaman dirlik ve düzenlik içinde olmayacak bir
apartman…”
Yazar, çağın bunca kötülüğüne karşı ayakta kalmanın yollarını öyküdeki iki kadın kahramanın şu
diyaloğu aracılığıyla işaret ediyor; “…geçen gün asansörde karşılaştık korkmadı benden elimi tuttu
aysel abla nasılsın dedi öyle güzel ela gözleri var ki bakınca insanın içine işliyor iyiyim yavrum dedim
en iyisi seninkisi be abla dedi normal bir kafayla bu yaşama dayanılmaz dedi öyle canım dedim
korkma dedim delirmekten de ölmekten de öldürmekten de korkma dedim şaşırdı…”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *