İnsandan Doğan İnsanlık / Derya Hekim

      İnsan nedir? Kuş misali konargöçer, canı yanmışa yılan gibi sinsidir herhalde. Yemenici’den dinlemiştim ben insanı. İnsan çıtalıya (uçurtmaya) benzer demişti. Çıtalının altı köşesine birer vasıf vermiş ve  en başa İNSAN’ı yerleştirmişti.  Hemen yanına CAN dedi, onun yanına GÜÇ geldi. İnsanın karşısına İKRAR’ı koydu. Ve hemen ADALET ile bütünleştirip KEMAL ile bitirmişti. İnsan doğar, can kazanır, büyür güç kazanır.  Gücünü ikrarından alır. İkrar verdiği kararlardır. Eğer kararlarında adaletli ise erdemli olur. Adaletinde kemali bulursa kâmil olur.  Tam da Yunus Emre’nin dediği gibi canlar canını bulur. Ölse de bedeni ölür. Bu vasıflardan biri eksik olursa çıtalı uçamaz insan da kâmil olamaz. Kâmil olmayana da insan denmez, beşer denir. Beşer deri demektir. Sonsuza dek yaşayamaz, dayanıksızdır çünkü. İşte bu yüzden beşer hep şaşar. Zayıftır çünkü. Ona güç  verecek, yaşatacak şey eksiksiz adaletle alacağı kararlardır.  Kâmil adaletini Hak ile sağlar. Hak: İçinde kendinin olmadığı kararlardan ibaret adalete denir. Kemali böyledir adaletin. İnsanın sonsuza kadar yaşaması, içinde kendinin olmadığı tertemiz adaletle aldığı kararlara bağlıdır. İşte o zaman Yunus’un deyimi ile “İki gözüm ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez.”   

      İnsanın manasını böyle öğrenince başka türlüsü akıllara zarar gibi geliyor. Oysa bunlardan birinin olmaması ile çıtalı uçamaz, insan yere çakılır.  Onun bu hali pek korkunçtur. Değerini kaybetmiştir çünkü. Sophokles’in dediği gibi  “Bozulduğu zaman, insandan daha korkunç yaratık yoktur.”  Kanatlanıp üveyik olmanın yolu yordamı belli iken neden korkunç bir yaratık olur ki insan? Ne alıp veremediği var kendiyle? Evet insan ancak kendinin dostu ve yine sadece kendisinin düşmanıdır. Onu şekillendiren yaşadıklarıdır. Cendereden geçmeden bir  insanın neye ne kadar dayanacağını bilmek zordur. Ya o çıtalıyı tamamlayacak ya da bir bir kıracak. Mesela ikrarında, kararlarında adaleti  sağlayamazsa düşer. En çok da burada sürçer ayağı. Beşer tarafıyla en çok burada tanışır.  Kanadını iki yerden böylece yaralamış olur. Adalet Hak ile olmayınca kemale erişilmez. Ve böylece kanadının birini kaybeder. Kâmillik artık çok uzaklarda kalmıştır.  Tek kanatla zaten uçulmaz. Giydiği insan libasını kaybetmemek için gücüne sarılır. Gücü yettiği kadar canını korur. Ve güç bellediklerine bağlandıkça iki ayaklı  beşer olur. Beşer şaşardı zaten. Ölümlü olan, toprak altında kalan ve unutulandı. Hakk’a aşık olmadan ölümsüz olunmuyordu. 

      Ya yaratılışını koruyarak kâmil şarabını içeceksin ya da zalimlikle nice beşerin kanıyla ıslanacak dudakların. Fakat asla insan olarak ölümsüz olmayacak zalim. Çünkü binler ah taşır sırtında, kamburlaştırır zalimi.  Kamburunu saklamak için  daha bir hırsla savurur kırbacını. Başı önünde olan görmez bu halini. Fakat insan doğrulur, başını dimdik tutar, zalimin kamburunu görür. Elini uzatır, yükünün ağırlığını bırakmayı öğretir.  Günahıyla yüzleşmeyi öğretir. Zor iş kamburum var demek. Bunu kabullenemeyen zalim, insana daha hırsla savurur kırbacını. Ve diğerleri kırbaç sesinin korkusuyla başını kaldıramaz. Onlar susup duymamak için kulak tıkadıkça insan kırılır, kanar. İnsan uçmak için varken eriyip akar. Korku yığınlarının ayaklarının altında kalır. Bir gün çıkar bir safi,  bu nedir ayaklar altında çırpınan diye merak eder. Tutar bir ucundan ve ışıldar hafiften. Öteki de ışıltıya gelir derken bir ucundan da o tutar. Beriki de gelince fark edilecek bir hüzme doğar.  Böylece  beşerin elinde doğan insan değil insanlık olur.  Bir dönem bitip yenisi başlar. İnsanlık sonsuza kadar sürecek en büyük devrimdir.  Yaşam devam ettikçe bir çok devrim olacak. Hepsi de kendi içinde insanı arayacak. Ama hiç biri insanın insanlığa evrilmesi gibi olmayacak. Çünkü Victor Hugo’nun dediği gibi “Devrimler sona erdiği zaman farkına varılır ki, insanlık tartaklanmış ama yol almıştır.”  Belki  bir gün yolun sonu yine İNSAN’a çıkar. İnsan KEMAL’e erer. Kanatlarını insanlığın üzerinde açar.  İnsanlık,  Yunus’un mısralarını dillendirir : “Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez.”

Derya Hekim

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *