Anadolu Kent Şiirleri 2 / Servet Erdil

Bilirim!
Athens’in Selaniko’nun  kız kardeşi Symirna’yı
Antik kentlerin başkenti,
Efes’ten esen nefesleri.

Azize Meryem’in kutsal ruhunun mistik tecellisinin Hoca Anne’de tezahürünü.
En romantik şarkıların İzmir’de dile geldiğini
Egenin incisi aşkın birincisi şehri.

Bilirim!
Sezen’den seni:
Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar davetkar çalamaz deyişini!
Günaha açılan kapı hiçbir yerde bu kadar hızlı açılamaz!
Bir göz vuruşuyla, bir daneyle, bir öpmeyle,
yerle yeksan eder; böyle bir şey olamaz.

Ve

Bilirim!
Gevrekçisini, çiğdemcisini, gazozcusunu.
Arsızını, yamanlarını, gönül hırsızını.
Yokuşlarının susuzluğunu.

Bilirim!
Hisardan yükselen feryad-ı figanı.
Eşrefpaşalıların paşalıktan vazgeçişini.
Kadife Kale’de kadife seslilerin roman havasını.
Derin pişmanlıkların;
Pirşualarını,rehnumalarını.

Bilirim!
Karnındaki açlığın ağır boşluğuyla bir lokmaya bin takla atan güvercinlerini.
Konakta, Sultan Abdülhamit yadigarı
Kuleden zamanın haberini aldığımızı.
Cumhuriyet meydanında
Hürriyetin müdafaası,
Mustafa Kemal Paşa’nın hatırasını.
Kızlar Ağası Hanında kokusuyla bizi muhabbete davet eden kahvesini.

Bilirim!
Dile düşen nağmelerini:
İzmir’in kavakları dökülür yaprakları.
Bize de İzmirli derler,
Yaşarız ilk ve son aşkları.
İzmir’e bir şair ilham olmuş adı:

Atilla İlhan olmuş.

Bilirim!
Hey gidi günler deyip dalıp dalıp  gittiğimizi.
Cihanlara sığmazları tahta kulübelerde ağırlayan şehri.

Sevgi yollarında sevgi duvarını aştığımızı.
Sen bir suydun sen bir ilaçtın derken aklımızda kalan türkü sözlerini.

Çizilmedik kestanesi kalmayan
kestane pazarı sakinlerini.
Kemeraltındaki Bekmezcisini
Kordon boyunda kordunu kopanları.
Faytonların püskülündeki mavi boncuk gözleri

Bilirim.
Mübadele denilen kara talihini.
Etten kemiği ayırır gibi ayrılan insanlarını.
Sürgünün şahidi konaklarını.
Prangalı hatıraları.
Hüzünle karılan harcını.
Sen de huzur soluklayan bilcümle insanları.
Küllerinden doğan dirilişin müjdecisi nesillerini.

Bilirim!
Karşıyaka’da, Alsancak’ta, Güzelyalı’da
Bir ağ dolusu balık gibi gençliğimizin denizden çekildiğini.

Ve

Bornova’dan sinemize huzur salan nefesleri.
Küçük parkta yudumladığımız çayları.
Boyozunun bir lokmasıyla bin hatırasını.

Öğrenci mekanı, devrim kokan kafeleri.
Sanat sevicileri.

Gençliğin, ılık bir Ege havasının dalgasında
Asayişi uçan eteklere emanet ettiğini.
Mabetlerin  boynunun büküklüğünü.
Safların  süklüm püklümlüğünü.

Bilirim!
Körfez kokulu sokaklarına,
yosun tortusu  çökmüş yamaçlarına Asansörden selâm çaktığım İzmir’i
Teleferikten gözlerimizle körfezi,
bir yudum da içtiğimizi.

Bilirim!
Moreno’nun vasiyeti dizelerini:

“İzmir, benim güzel ve sevgili şehrim,
Eğer bir gün senden uzakta ölürsem,
Beni buraya getirmelerine izin ver
Ama beni mezarıma doğru taşırlarken,
Onların ÖLDÜ demelerine izin verme.
Sadece kucağında UYUDUĞUMU söyle
Sevgilim.” Deyişini..

Servet Erdil

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *