düştü mü hatırına
memleket türküsünü söylemiştin bir zaman
fısıltıdan hallice kendinden utanarak
oysa namın Yusuftu baştan ayağa destan
direnmenin sembolü gözyaşın sudan berrak
ağlamanın gücünü aman unutma Yusuf
Gül renkli düşlerini çölde kurutma Yusuf
bilmem ki koridorlar olur mu sana yaren
anlar mı gardiyanlar dilindeki tılsımı
gözünde tütüyorken gün ışığın mahparen
koynunda mı saklarsın o eskimiş resimi
senin yare hasretin volkanlardan harlıdır
şarkın,türkün,şiirin cemreli baharlıdır
aldırma varlığına ekşiyen çehrelere
biliyorken o Bilen en masum hayalini
vazifen gül ekmektir terinle sahralara
kimselerle paylaşma derdinin mealini
parmaklıklar ardında eylemdir durgunluğun
sözlüğüne girmesin tek harfi yorgunluğun
çığlık çığlık susmanın eş adı olsun adın
kazanmanın güftesi olsun gizli feryadın
bitirirken
koğuş soğuk ,cam kırık,sular serin akıyor
yıpranmış ceketini peki giydin mi Yusuf
Resimdeki sevdalın sana selam çakıyor
nevruz rüyalarını sen de saydın mı Yusuf
Farzımuhal