Ve İnsan, Bir Gün Bir Şehri Sever/ Yaşar Beçene
Bir öğretmenin kalbinde mezun olmayan bir öğrencinin izinde Zaman, insanın içini en sessiz yerinden alır götürür. On iki yıl… Ne çok şey değişir, ne çok şey kalır. Bir öğretmenin kalbinde…
Bir öğretmenin kalbinde mezun olmayan bir öğrencinin izinde Zaman, insanın içini en sessiz yerinden alır götürür. On iki yıl… Ne çok şey değişir, ne çok şey kalır. Bir öğretmenin kalbinde…
Kalbime bıraktığın bin hazdır belkiMihnet dakikalarda dua ve niyazYaşanmışlığa inat öyle bir gül kiKaybolsun acılar… sevmeden olmaz Boş vermek en kolayı, sevmekse derinYaralı bir kuş gibi döner durursunBir uçurum kenarı,…
Sen sevda meltemi Yatağına sığmayan ırmak. Asırlık çileler sadağında Her gece yalnızlık her gece istırap D/okurken dokunursun gönül pınarlarına Seninle dokunur ay, dokunur yıldızlar Bitevi sabahlara... Sen sevda meltemi…
Bir hüznün akşamı; güne elvedaAğır ağır iner gözüme perdeYüzümde çizgiler yabancı edaVefa çiçeğinin açtığı yerdeBir hüznün akşamı; güne elveda Ürperti çığ gibi..hep çoğalıyorBu kaçıncı gece..suskun yıldızlarGünler gök gözlerden yağmur sağıyorGüneşin…
Bu aşka damlayan demlenen her anıstırap büyütür güneş, yıldız, kumYüreğim pervane; göçler ki SanaBu ben/den bir vakit...Seni bulurumBu aşka damlayan demlenen her anAh her şey hep bir/den; birden kalmışlıkNelerden vazgeçtik…
Hasret var içimde.. annem uzaktaAh geçmek bilmiyor suskun zamanlarGün düştü bak yine akşam olmaktaAnnemi anlatır tüllenen anlar Hazan var içimde.. annem, her yerdeÜrkek ceylan gibi meçhul hayallerYitik akşamlarla solgun günlerdeAnnemi…
ah çocuk yüreğimiçimde matem varen yakın arkadaşımı bulduhain kurşunlarannesinin yanık ninnileriüşüttü yüreğimihüzünlü damlalarda gözlerimkan kokulu sokaklardasilahların gölgesindeemanet ettiler onusolgun servilere ah çocuk yüreğim!ah arkadaşımçocukluğu bölüşmüştük seninleşimdi payına düşen kara toprakelinde…
Uzaklardan bir misafirAğlayan kalpler çiçeğiZümrüt yamaçlardan, vadilerdenSerin rüzgârlar gibiEy cilveli, nazlı, edalıBen sana delice sevdalı..Şimdi senden ayrı kaldımDağları sümbül yolları hasretim.. Öyle yabancı da değildimKırılmış bir kalpleYalnızlığında gurbetiminDerinliğinde yüreğiminEzilip yok…
Hiç hayal etmediğiniz bir anda geliverir ayrılıklar. Ansızın ait olduğunuz toprakları terk etmekzorunda kalırsınız!.. Bir zamanlar çocukluğunuzu/gençliğinizi yani ömrünü geçirdiğiniz sokaklara,caddelere elveda ediverirsiniz… Geride kalanlara bir hüznün gölgesi düşerken gitmek…
Fırtına öncesi sessizliği biraz erken fark etmekti belki de benimkisi!.. Aklı ve bedeni sorular harmanına esir etmeden -hiç düşünmeden- başını alıp çekip gitmek… Bir derviş gibi olmasa da sevdiğin kim ve ne…
Değerli Dostlar,Tabiatın usul usul uykuya daldığı ve hüznün en koyu tonlarda yanımızda kaldığı bir dönemdeyiz. Şimdilerde Sonbahar son gösterisini sergiliyor pastel renklerle. Hayat bir şekilde akıp gidiyor işte. Elbette bizler…
Sanırım epeyce uzun bir zaman olmuştur bir dosttan mektup almayalı!. Bu nedenle olacak ki gelen ilk mektup kalpte inşirah esintileri duyulmasına neden oldu bende. Hem neden olmasındı ki?..Uzaklardan, çok uzaklardan…
Posta kutusuna bu sefer hacmi büyük bir zarf sıkıştırılmış. Merakla ve bir o kadar da heyecanla zarfa göz atıyorum. Şair dostum Hasan Çağlayan'dan: Sonrası Mavi…Hacmi küçük ama değeri oldukça büyük…
Sen sevda meltemi Yatağına sığmayan ırmak. Asırlık çileler sadağında Her gece yalnızlık her gece istırap D/okurken dokunursun gönül pınarlarına Seninle dokunur ay, dokunur yıldızlar Bitevi sabahlara... Sen sevda meltemi…
Kim demiş ki baharlar rüyalara emanet Azar azar düşerek çoğalıyor damlalar Benim mi bu bedenim kime ödenir diyet Ağaran saçlarımda kırılıyor aynalar Kim demiş ki baharlar rüyalara emanet Gece olur…
Ben baharı saklayıp eski bir sandukadaErguvanlar açarken kime sunmak istedimAcı tatlı ne varsa ağrıyan yanlarımlaOlur ya bir gün çıkıp sana gelmek istedimBen baharı saklayıp eski bir sandukada Zehir katran ne…
Kasvetli bulutlara belenmiş dünyaBir baştan bir başa acı, ıstırap..Bu zifir bu karanlık..göz gözü görmezBuhran yine buhran; her şey mi serap!.Kasvetli bulutlara belenmiş dünya Her gün kızıl kıyamet; ufuklar sisliZalam zalam…
Bir pişmanlık kalır bir de acılarMaziyi şöyle bir yokladığındaUfuklar simsiyah gökler kopkoyuHer gece her sabah uyandığındaBir pişmanlık kalır bir de acılar Sendin hep sararan sendin hep solanNe garip ne tuhaf…
Bu ıssız yerlerde ıtır kokusuApansız rüzgârın önünü keserBak çoktan bölünmüş ayın uykusuKayan yıldızlarda sırlı her haberBu ıssız yerlerde ıtır kokusu Ah yorgun ah bezgin kaldığın andaHadi der mırıldar narin bakışlarİfritten…
Nahit Emre’nin Anısına.. Bir kuş uçar göklere Galata Kulesi’nden Ah’lar düşer kalplere Son veda busesinden Dokunur mızrap gibi Öyle en incesinden Dökülür pastel renkler Kaybolan gölgesinden Karaköy’de gün batar Kalbim…