Bir zaman körükler durmaz, coşardı
İnleyince örsler kalmazdı cüruf
Başka değil, hizmet için yaşardı
Gözünü süzerdi Demirci Yusuf
Dalgalı sulardan münbit sahile
Kabul olmuş bir duaydı aile
Tufan uğramadan önce bu ile
Gülşen, lalezardı Demirci Yusuf
Dopdolu gayretle geçmiş seneler
Cennet köşesiydi kutsal haneler
Derken…Kuzu postlu kurt bahaneler…
Çehreler kızardı, Demirci Yusuf
Gaybubette kaldı hayli zamandır
Bin gavur zulmünden daha yamandır
Tafsilâtı uzun; zor imtihandır
Hicranla gezerdi Demirci Yusuf
Hava hepten bozmuş, tükenmiş nefes
Çeliğe yurt olmaz dikenli kafes
Dünya küçük lâkin muhacir herkes
Yol olur, uzardı Demirci Yusuf
Masum yavruların zorlu dıramı
Naehiller helal kılmış haramı
İncinince RABBİN lütfu, Kerem’i
Babaydı; kızardı Demirci Yusuf
Art arda gelince dost cenazeler
Dertli dertli işlenirdi dizeler
Fıtrat kendisini elbet tazeler
Çok velud yazardı Demirci Yusuf
Biz ararken çağın bir mazlumunu
Onda duyduk özlemin tiz tonunu
RABBİM daim hayır kılsın ufkunu
Muzdarib nazardı Demirci Yusuf
Yusuf’un bahtına ulvî gariplik
Demir dövülmeden olmuyor çelik
Hayırlı işlerde müşfik abilik
İrfanla yüzerdi Demirci Yusuf
Gözümün nurunu tüketsem de ben
O hiç el çekmedi örsten, çekiçten
Yakıcı bir feryat gelince içten
Dinmez ah ü zardı Demirci Yusuf
Demirci Yusuf’a bin rahmet olsun
Ocağı, körüğü selamet bulsun
Aile hasreti nihayet bulsun
Bundan pek bizardı Demirci Yusuf