Bu ışıltılı ırmak şu mavi gökyüzü
Kıyısında gezdiğim eski günlerin
Bir gül renginde irem tadında
Sıra serviliklerde o sürgünlerin
Bıraktığı yalnız eksik hatıralar
Dalgalı bir bakış, süreğen gelgit
Bir garip oyundu belki de hayat?
Bu ışıltılı ırmak şu mavi gökyüzü
Bir sır/sır dökülür her an hayattan
Kuş seslerinde ve su sesinde
Akar gider belli belirsiz dakikalarca
‘Mevsimden mevsime’ girer öylece
Gider Mart, Nisan, Mayıs; kalır mı aylar?
Bir sır/sır dökülür her an hayattan
Farketmez yine de çiçeklenirim
Hüzünden azade güzden amade
Annem gibi aziz süt gibi temiz
Asil duruşu gibi soylu babamın
Zaman, mekân ve su ve kuşlar..
Bir minyatür olsa da her şey bir anda
Farketmez yine de çiçeklenirim