Şeydâ bülbül idik has bahçemizde,
Ay eksik olmazdı hiç gecemizde.
Bir hüzünlü gurbet var içimizde,
Şu yaban gülleri evimiz olmuş.
(Ahmed Terzioğlu)
Şiirler yazmışız en sahisinden
Hecenin dilleri evimiz olmus
Kovulup kentlerin en mavisinden
Gurbetin illeri evimiz olmuş
(Farzımuhal)
Şehirler görmüşüz en ölüsünden
Gecenin külleri evimiz olmuş
Gerilip sözlerin en hafisinden
Kallerin dizleri evimiz olmuş
(Gökhan Bozkuş)
Sefere çıkmışız en cebrisinden
Ensarın gönlü evimiz olmuş
Dildik anıları en sessizinden
Kauçuk Kovuğu evimiz olmuş
(Handan Tunç)
Duvarda renkli tablo asılı
Bırakalı çok oldu biz bu fasılı
Bilmem ki kaderde neler yazılı
Damsız, çatısız evimiz olmuş
(Kayserî)
Ne gurbet eldeyim ne de sılada
Kaldım bir başıma garip arada
Kalmadı yarensiz tat tuz burada
Kimsesiz illeri evimiz olmuş
(Yusuf Kar)
Mevsimler üşürken en sert kışında
Gönül yarınların tatlı düşünde
Ne mutlu, bâkî bir sevda peşinde
Mecnun’un çölleri evimiz olmuş.
(Muhakkik)
Söylerken dilimiz kırık bir nida
Ne bahara selam, ne kışa veda
Bavulda taşınır hayat umuda
Çetrefilli yollar evimiz olmuş
(Beyruha)
Bütün dünyanı bir valize
Sığdırdın mülteci gönlüm
Var mı bu işin sonu bilmem
Dünyadan göçücü gönlüm
(M.Karaca)
Kırık ayna sesinde
Çizgin, küskün ve derin
Düğümlü gırtlaklarda
Bağ bozumu telaşı
Hani aç karna
Üç öğün
Çağırır bizi şiir
Pespaye yemişleri
Ölüler ağacının
Yağmur!
Ellerin ne kadar serin
(Kelebek Etkisi)
Beyhude dövünüp durma can kardeş
Gönüller otağı evimiz olmuş
Kimin kalmış, ne dost ne ahbap ne eş
Garipler durağı evimiz olmuş