Kaldırıp aradan ayı ve yılı
Vuslat kapısından giresim geldi
Arşınladım sana uzayan yolu
Hasretlik yüzünü göresim geldi
…
Ayrılık neşteri kalbime zemin
Gitmiyor ki zalim, yerinden emin
Senden gayrısına edemem yemin
Yarama sevdanı süresim geldi
…
Zümrüdü Anka’lar Kaf Dağı’na küs
Aşk vadisi duman, gönüllerde sis
Gözyaşı aşıkta hiç bitmeyen süs
Vaktin senliğine eresim geldi
…
Yazarım yazamam ne menem iştir
Yazdan hiç haber yok, mevsimim kıştır
Dost! Şu yıkılmayan bir kuru baştır
Onu da yoluna seresim geldi
…
Bilmem ki kastım cana mıdır dost?
Nasibim kederden yana mıdır dost?
Okunan selalar bana mıdır dost?
Ömrümü uğruna veresim geldi
Beyruha