hûn/farzımuhal

Hıdıra Kemaleye…isimsiz gidenlere

1
berduş sokaklarda
geziniyorum
hayalen
her yön
tane tane inci
beyda pamuk
avuçiçi
merhametin mimine muhtaç yürekler
kavruk tenler
sızmıyor acılar kahverenginden
yüzyıllık çilelerin sezilmediği gibi
uzaklık perdelerinden

inciler revnak
inciler güleç
inciler şua yağmurunda
sırılsıklam

2

ayçayı cebinde taşıyan yiğit
bilirim yılmaz-dın karanlıkla güreşten
ışığın eksik kalmaz güneşten
zifir kıtanın katran gecelerinde
seccadene sürülen

tuzlu gözyaşın
üç bavul dünyalığın
bi’yarin
iki çiçeğin vardı

ayçayı cebinde taşıyan yiğit

güle güle git

3
candostun
komşunun bağında açan lale
ne ara incilere sevdalandın böyle
ellerin
insanlık yetimlerinin başını okşarken
hangi esfel kıydı
ellerinde açan güle söyle

yahut sus,
bak susuyor çok kimse
bak su-suyor inciler
habire
sen sun(a)madığın için
ab-ı zülal
rengarenk kaselerde
4
yetim sokaklarda
geziniyorum hala
gözlerim yaş
kalbim kin
incilere takılıyor gözlerim
lakin
inciler de ağlıyor sessiz ve yavaş
pürtelaş

dillerinde tel’in
ve bir şiir

“lütfen gitmeyin..
güneş gitsin
siz gitmeyin”

inciler revnak/tı
inciler güleç/ti
inciler şua yağmurunda
sırılsıklam/dı

geçti artık
pişmanlık için
çok geçti

farzımuhal