Karanlık bir sonbahar mı gelen
Şehrin ayazı mı yoksa seyredilen
Aşk mı yoksa Eylülü Ekime Kasımdan önce sevdiren
Asırlar boyu yaşayan kırlangıçtır sesi en derinden
Masmavi gündüzü yağmura bırakıp gelen
Yıldızların ışığı güneşin aya yansıması gibi seven
Eline bir çift Gergina çiçeği alıp gelen
Şekil verip özüne gurbetten esen
Nasıl da dolar aşk dolu kelamlar satırlara
Ama ben yalnızlık bekçisiyim
Sabahın seherinde çalışan bir işçiyim
Akşamdan kalan yemeği, öğle yemeği niyetine yerim
Hasretin Sonbahar gölgesinde, göz yaşını toprak kokusuna belerim