Dünya Anadil Günü
21 Şubat dünya literatüründe anadil gün olarak ilan edilmiş. Çok önemli bir konuya vurgu yapılmış aslında. Dil ne kadar önemli insanlar için, ana/anne ne kadar önemli ve beyan ne kadar önemli? Kim düşünür bu konuları? Hayat hızlı bir şekilde akıp giderken ayaklarımızın altından, bizler günlük telaşlar içinde değerleri unutur gideriz. İnsanların gözleri reklam tabelalarına, ışıklı panolara, tatlı sözlere, nefis yemeklere takılır durur bu süreçte.
Bir çocuk az dillenip ‘anne, mama’ ümmi, nanay, maan…’ dediğinde duyulan sevinç hangi kalpte vardır? Çocuk büyüdükçe annesi, babası veya çevresi ile bir kaç kelime bir kaç cümle konuştuğunda ortama yayılan mutluluk dalgası hangi sahilde vardır? Ama anadil sadece bu değildir elbette. Hayat anne ile başlar. Anadil mantığında devam eder. Bu yüzden anadil hava kadar su kadar önemlidir.
Bir renk çabasıdır aslında hayat. Bu renklendirme de konuşma ile başlar. Diller annelerden öğrenilir ilk olarak. Ve o dil sadece kelimelerden, seslerden ibaret değildir. Onda hisler dünyasından, vicdan kültürüne kadar binler birikimler vardır. O dilde bir mantık vardır. Anadil bu yüzden çok önemli bir değer halindedir. Ana kelimesiyle özdeşleşen o kadar çok deyim, kavram var ki; bu kullanımlar bile annenin toplum içinde bir esas bir temel bir rükün teşkil etttiğini açıkça göstermektedir.
Günümüz dünyasında diller de birbirine karışma temayülünde insanlar gibi. Birden fazal dil ile büyüyen çocuklar da var artık yeryüzünde. Bu da bir renklilik. Ama çocuğun anadili yine annesinin konuştuğu dil olacaktır. Ve insan aidiyeti bu şekilde tasavur edecektir. Anadil aslında bir aidiyettir, kültür bağıdır, hayata nereden başlanıldığı bilincidir. Bu açıdan bakınca, ırk kavramının ne kadar basit ve boş olduğu da rahatlıkla görülmektedir.
Bırakalım diller de özgür olsunlar. Özgürce gelişsinler. Anadiller, birbirileri ile rengarenk bir atmosferde konuşmalar yapsınlar.
eminosmanuygur