Buruk akşamların dolunayında
Damlanın pencereye vurmasında
İçimin hazin gürültüsünde
Sırtımı soğuk yatağa yaslayıp
Karanlığa bakarak sesleniyorum
Duvara vuran ateşin alevinde
Sevgiliye duyulan hasrette
Bir damla göz yaşında okuyorum zamanı
Kainatın dili ile bakıyorum
Issız gölgeler, sancılı kimsesiz bakış
Nereden geldiği belli olmayan sesler
Gözlerimden,kalbimden,beynimden süzülürcesine.
Dinginliğin evrilip harekete geçmesi ile
Biriyim ben ve okuyorum zamanı
Doğuyorum kemiksiz ve günahsız
Güneşi çağıranları bilmek için benden evvel
Doğuyorum ve selam ile karşılıyor güneş
Yuvalarında sevgi dağarcıklarıyla serçeler
Ve okuyorum bir melek cihan ile
Ağzımda nun ve vav ile
Garip masum şirin bir hal ile
Okuyorum zamanı.
Süreyya Betül Uzun