Yol göründü hak tevekkül KADİR’E
Kim ki düşer onu MEVLAM kaldıra
Dün hasretken bir yamalı çadıra
Odalı, bahçeli, damlıyım bugün
Mağmalar köpürür değer her kula
Heva heves diye bakılmaz yola
Ben ben deyip sapmak yok sağa sola
Sultanın ismiyle namlıyım bugün
Derya suya hasret zaman koşarken
Irmakta heyecan dağlar aşarken
Bir zamanlar şaha kalkıp coşarken
Kendi öz elimden gemliyim bugün
En candan seveni yaban etmişim
Kibirle, hasetle yanmış, bitmişim
Karaborsa; kaybolmuşum gitmişim
Bulana da epey zamlıyım bugün
Oku olmuş DOSTUN ilk anlattığı
Sıfat, İsim, Fiil dilin mantığı
Doğru kelam şimdi kılıç artığı
Ama’lı sanki’li, hem’liyim bugün.
Sözler hareketler herşey bir olay
Pasını silmeyen satmasın kalay…
Yaşlanan elbise kurumaz kolay
Ekvatora yakın, nemliyim bugün
Akrep nemde durmaz burda tezat var
Harami çok yerde haraç, mezat var
Hane kara, dışarda şehrazat var
Yeis değil ama gamlıyım bugün
Ne bulunmuş coşkun serap içinde
İlme sövmek nedir mihrap içinde ?
Dün çürürken cehl-i mük’ap içinde
Çok şükür elifli lamlıyım bugün
Sevgileri hem set hem de tat olan
Hamleleri bir çift gözde kat’ olan
Sevdasına seve seve mat olan
Mecnun’lu Ferhat’lı Mem’liyim bugün
Çifte su fer verir solgun demire
Çekiç, örs ham gıda; ALLAH yetire
Bir ateş düşünce soğuk kalplere
Sular fokur fokur, demliyim bugün
Elmas düsturları baki, açık, net
Hem kalkan, hem kılıç, hem zırh, hem zinet
RABBİM lütfeylemiş dünyada cennet
Kurşun geçirmeyen cam’lıyım bugün
Ekvatora Yakın