nadas / Fuat Eren

tırnaklarımla sürüyorum yaraları

sözden saçmalar serpilmiş arıklara

her sabah başka tepeden doğuyor gün

battığı yer aynı

vakit bulamıyor kabuk bağlamaya

sürülü mağara kapısı

duyulmayan bir yankı bu seslenen

ışığı duvara sor, bana ayrıkları

ipek bile testere bakıldığında ten

teslim olurum yağmur yağmasa da

/yollar olmasaydı asfalttan

nerede ölürdü köpekler/

sesten taşlar çarpıyor alnıma

sensin ressam çiz kendini

nadasa bırakıldı kırmızı

mahsulü korkuluklar toplasın

gölgelerin kuruduğu plastik tarlada

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *