Sabahlarımız Vardı Bizim / Erhan Bozkurt

Çubuktan atlarımız vardı bizim
Tahtadan ya da,
demir telden arabalarımız,
Bir ağaç çatalından ya sapan,
ya da “danya” deyip,
ateşlediğimiz tabancalarımız…
Mahallelerimiz cıvıl cıvıldı bizim
Komşu kızı akraba sayılırdı,
Sokaklarımız vardı
Taze ekmek kokardı.

Plastik toplarla iki taş arası,
Tek kale maçlarımız,
Kırılırken camlarımız,
Kırılmazdı kalplerimiz bizim…
Tipi tip sakızıydı hikayelerimiz,
Teksas tommiks kitaplarına, attığımız kuruşlarımız…
Dünyalarımız gibi rengarenkti, yuvarladığımız bilyelerimiz

Televizyonlar henüz siyah beyazdı,
Renkli camı olan, zengin sayılırdı.
Uzaya taa o zaman çıkmışlardı,
Cin Ali’ydi ilk kitaplarımız,
Kim önce okursa kızarırdı elmalarımız,
Daha kuşatılmamıştı saf düşüncelerimiz…

Sofralarımız vardı bizim…
Çeşit çok olmasa da bambaşkaydı tadı,
Mahalleyi, apartmanı yemek kokusu sarardı,
Lokantalar vardı, restaurantlar daha açılmamıştı,
Yaprak dönerlerimiz buram buram kokardı,
Ekmek arası köftelerimiz,
İçeceğimiz limonata ayran,
Çorbalarımız vardı bizim miss gibi tadardı,
Daha katkıları bozulmamıştı…

Arkadaşlarımız vardı…
Başka hibir şeye ihtiyaç bırakmazdı,
Arkadaşlıklarımız…
Yuvamız, ailemiz vardı bizim,
Sımsıcak, saygın, bir o kadar bağlıydı,
Sımsıkıydı bağlarımız bizim…
Yakası beyaz, siyah önlüklerimiz,
Ama eksik olmazdı gülücüklerimiz…
Çantalarımız vardı,
Okul çıkışında…karda,
kayak yapıp kaydığımız,
hep su alan o botlarımız.
Yetişemezdi yenisine babalarımız.

Aşşıktı, topaçtı, çelik çomaktı,
oyunlarımız bizim…
Öylesine hayata dokunurdu,
Elle tutulurdu yani, yaşanırdı her ânımız.
“Ezanla eve gel” tembihlerimiz…
Girmese dediğimiz akşamlarımız,
Geç kalınca yediğimiz terliklerimiz
vardı bizim…
“Acıtmadı ki” dediğimiz şımarıklıklarımız,
Ve sonra huzur bulduğumuz yatsılarımız,
Ümitle… heyecanla…kalktığımız,
sabahlarımız vardı bizim,
Sabahlarımız vardı bizim…
Evet ümit dolu, hayat dolu sabahlarımız….

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *