Sosyal Medya Kültürü / Huysuz Dede


Cizlaveti epeydir takip ediyorum. Bu denemeyi yayımlayacaklar mı bilmiyorum. Şansımı denemek istedim. Konuşmayı seven birisiyim. Yazmaya çalışacağım. Eğer okunmaya değer denemeler olarak görünürse arada böyle yazılar göndereceğim sizler de okuyacaksınız.

Efendim, eskiden insanlar birbirleriyle kahvede, kafede, lokantada, köy odaları ya da başka başka mecralarda sohbet ederlerdi. Saatler süren derin sohbetler olurdu. Salah Birsel Bey kahve kültürümüzle ilgili çok güzel bir kitap da yazmıştı. Tabi zaman değişti. Eskiden bir araya gelen insanlar bir köy hâline gelen dünyada küçücük bir ekranla sohbet eder hale geldi. Şimdi sizin bu denemede benimle muhavere etmeniz gibi. Nasıl mı? Yorumlarınızla bana onay verecek ya da hadi sen de diyeceksiniz. Belki de editörler böyle yazı mı olur diyerek hiç görücüye çıkarmayacaklar.

Efendim, dertliyim biraz. Yaşlılığıma, gün görmüşlüğüme, ihtiyarlığıma verin. Başlık sosyal medya olsa da ben daha çok Facebook ve Whatsapp kullanan ve bazı davranışlardan muzdarip olan birisiyim. Lafı çok uzatmadan daha fazla eveleyip gevelemeden müsaadenizle giriş yapayım.

Whatsapp’tan başlayayım. Güzel bir teknolojik nimet. Ben buradayım. Torunlarım uzakta. Her gün görüyorum kerataları. Kokuları gelmese de büyümelerine şahit oluyorum çok güzel. Eş dost görüntülü arıyor o da çok güzel. Güzel de a dostlar abartmıyoruz mu bazen? Musait mi değil mi düşünmeden görüntülü aramak edebe mugayyir değil mi? Ev hali hoca reisi cumhur çıkar diyen Vizontele filmindeki adam gibi diyorum. Her zaman da üstümüz uygun olmayabiliyor. Bir de dostlar şu var. Bir kez aradınız meşgule attım. İkinci aradınız meşgule attım. Niye Viyana kapılarına dayanan Yeniçeriler gibi ısrar ediyorsunuz. Belli ki ya cüz okuyorum, ya başka bir meşguliyet var. On dakika bekleseniz İsrafil sur’a mı üfler? Açıyorum merak edip. Gelen ses: İhsan abi hava bugün ne kadar da güzel değil mi? Eeee… Bahar geldi abi. Onu diyorum… Küfre müsait bir mizacım olmadığı için yazıyorum ya şimdi bunları. Elden ele belki okursunuz. Etmeyin evladım böyle.
Bir başkasının internet sitesi var. Akşama kadar on defa link gönderiyor bana. İnadına tıklamıyorum, keçilik değil mi… Tamam sayfanı takip ediyorum. Facebook’ta zaten önüme düşüyor. Bir de WhatsApptan niye atıyorsun evladım. Bir başkası benim numaramı bana sormadan bir başkasına veriyor. Hatta bir whatsapp grubunda paylaşıyor bir başkası da. Oldu olacak numaramla fotoğrafımı cumhur reisi adayları posteri gibi çıkar akşam anahaberlere ver. Çok dertliyim efendim çok. Whatsapp grubu dedim ya ona da biraz değinip Facebook’a geçeyim. Beni sormadan ne diye beni tornavida sevenler, sarmısaklı mantı fanları, beyaz kömür çocukları , bilmem ne zıkkım kökü gruplarına eklersiniz. Hadi eklediniz de mantı grubunda niye ramazanın faziletlerinden bahsedersiniz. Tornavida grubunda niye kelaynak kuşunun yumurta hücrelerini atarsınız. Kafam çorba gibi çocuklar. Bir de whatsapp gruplarında kavga arayan tipler var. Kardeşim, güzel kardeşim madem asabisin, madem gerginsin, ne diye sabah akşam atar yaptığın grupta durursun. Son bir şey de whatsapp grubu yöneticilerine diyeyim. Bir bakam koltukları, altın varakları yok. Refik Halit Bey yaşasa onlara çok güzel bir elbise dikerdi de benim ilmim de edebim de yetmiyor evlatlarım. Beyefendi bir grupta yönetici değil de sanki asrın kutbu azamı.

Gelelim Facebook’a. Ben Facebook diye yazayım siz bütün sosyal medya alanları için okuyun. Her paylaşımın altına alakalı alakasız yorum yapanlara ilk sözüm. Siz çocuklukta ne yaşadınız canlarım? Yazılan her bilgiyi kendi üzerine alan ve bir kamyon laf sayan egosu dağlardan büyük canlarım! Ne diye dünyanın sizin etrafınızdan döndüğüne kanaat getirirsiniz. Mecbur musunuz her paylaşıma bir kulp takmaya. Bir de sizi tanımıyorum bile. Ne diye teklif gönderirsiniz de nezaketen kabul etmeme rağmen kırk yıllık ahbabımmış gibi her lafıma lahana olursunuz. Maydanoz demiyorum. Çünkü maydanoza zaafım var canlarım. Çok severim maydanozu. Kendi aile albümümden çok yedi ceddini tanıdığım arkadaşlar var Facebook’ta.


Dün ne yemişler ,nerede yemişler, dişlerine ne bulaşmış hepsini biliyorum biliyorum da özel fotoğraflarınızı Çamurlu Köyü Sevenler grubuna niye atıyorsunuz işte onu anlamıyorum.
Lafı uzattım canlarım. Belki de cizlavet editörleri hiç paylaşmayacak bu yazıyı. Eğer paylaşma gibi bir hataya düşerlerse ve siz de bu yazıyı okursanız bilin ki dedeniz topluma yönelik böyle yazılar göndermeye devam edecek.

Huysuz Dede

5 thoughts on “Sosyal Medya Kültürü / Huysuz Dede

  1. Çok güzel bir yazı olmuş dede. Hislerimize tercüman oldunuz. Numaramı whatsapp grubunda paylaşanlar da okur inşallah. Yazıyı paylaştım grupta.

  2. Adetim olmadığı halde huysuz dede mahlasıyla yazan yazara, üslup ve usul bakımından bana ulaşan eleştirileri ulaştırmak istedim. Kim ise söylesin, takipten çıkalım, guruplardan çıkaralım diyorlar. Huysuz torunlar işte. Yazıyı beğenerek okuduğumu malesef söyleyemem.

  3. Dede, çok eğlenceli ve bir o kadar da haklı sitemleriniz. Sosyal medyada yazılan her şeyi üzerine alan , önüne gelene trip atan egolu insanlardan geçilmiyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *