Göresim Geldi / Beyruha
Kaldırıp aradan ayı ve yılı Vuslat kapısından giresim geldi Arşınladım sana uzayan yolu Hasretlik yüzünü göresim geldi ... Ayrılık neşteri kalbime zemin Gitmiyor ki zalim, yerinden emin Senden gayrısına edemem…
Kaldırıp aradan ayı ve yılı Vuslat kapısından giresim geldi Arşınladım sana uzayan yolu Hasretlik yüzünü göresim geldi ... Ayrılık neşteri kalbime zemin Gitmiyor ki zalim, yerinden emin Senden gayrısına edemem…
Ne bu âheste hâlin, doğ gönlüme ey Bahâr!Müjde-dâr rüzgârınla vur alnıma ey Bahâr!Uğrayıp semt-i gül’e bir hatırın sor da gel,Oku bana yârimden, hoş gül-nâme ey Bahar. ! Abandı kış üstüme,…
Sahi asuman kadar mavi midir düşlerin Vakti merhun rahminde döllenen de sen misin Beynime işkenceler yapılırken usulen Toprak üstünde ıssız güllenen de sen misin Ya koş gel uzaklardan şenlendir ıssızımı…
Her gece mülteci ve bir başıma,Kaçarım bu şehrin gölgelerine.Yağmurlar karışır da gözyaşıma,Düşer sevdâlarım şehrin diline. ... Tanır beni şehrin kör akşamları,İsmimi fısıldar izbe köşeler.Şarkıma dem tutar kumru kuşları,Çıkmaz sokaklara hapsolur…
gezgin kırlangıçlar durağındaelinde göç yorgunu bir bavul, bekliyorsunbekleniyorsun ayn-ı zamandahava soğuk, gece olağan. karanlıkevlerin lambaları ve yıldızlar sönüksokak kedileri bile uykudailave sefer umutlusu gözlerin caddenin sonuna dönükyorgun değilsin belkilakin belini…
Gel biraz özleyelim güldeniz,bilirsin bir ne özlemeler bilirizvagon vagonperon perondemir parmaklıktan sabıkalıözlemenin envai çeşidine sahiptir heybemizgövermiş bir sivilcedir bu sürülmüş gövdemizbergüzar yolculuklara usanma soruslanma sorve hayra yortüm horlanmış meyra hikayeleri…
Sor! Geldiyse aklına sevdalığın hecesi Bulamazsan cevabı, bildiğinle dur gitsin Geçmeyi bilmiyorsa hem gündüzü gecesi Yıldızlara, semaya hayalini kur gitsin
Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin,Mevsimi gelince solar gidersin.Kalır da ne varsa gönül verdiğin,Gözlerin hüzünle dolar gidersin. Misafirlik nasip, yolculuk kader,Yollar ufka âşık, yolcu derbeder.Yolların sırrını bilmezsen eğer,Başına dertleri dolar…
Tıpkı bir yağmur gibi ruha boşalanAşkı uzakta değil kendinde araSanki bir ırmak olup akıyor zamanÇiçek taşır mevsimler şimdi baharaTıpkı bir yağmur gibi ruha boşalan Sürgünde menekşeler o bildik rüyaBeste beste…
"gurbet kuşlarına” kırıldı billur kasesi kum saatininolanlar ve olmakta olanlar meçhule,buzdağlarının ötesine giden bir gemi gibikırlangıçların hiç olmadığıhiç göç etmediği yere yaşananlar göreli an’kaosuyaşanacak olanlar mahrem bir buket gibiyapışmış beyaz…
Sesimi duymuyor Halimi görmüyor D’okunamıyorum D’okunmuyor S’ağır resim Kör resim Hissiz resim Yavaş yavaş Kesilir sesim Duyamazsınız Duymazsınız beni Zaman’a, ân’a hapsolan sevdiklerim... Yakup Kenan
~babalarının/annelerinin nazlı kızlarınaçeyrek bir ürkeklikle hayata tutunduğun bu günlerdeyanağında bilmezden gelmenin yalın cesaretitecrübesizliğin tramvayı ikimiz için de gürültülüdürellerini uzatmaktan çekinmemelisin hayal evrenineyerine oturan omuz çıkığı, daha az acı verir belkionurlu…
Kokladım gurbeti içimde duya duya Kokladım kırgın, memleketimi doya doya
Yürüyorum ardımda adımlarımNe kış ne baharGeçirmedi beni kendimdenYalnızlığımın sarhoşuyumKimse tanımaz şurada ölsemÖlümden soğuk kederimSes veren yok duyandaYalnızlığımın sarhoşuyumEskidi elbisem benim gibiAlnımdaki çizgiler derinHer biri başka hikayeSırtımda vefalı paltomİçinde benden başka…
Sırtımızda mühürdür o dizler şimdi
bakıyorum da ne çok hüzün birikmişgönül hesabımızda…“hesapsız” sevmek bize yeğdi oysa say ki bir suretsay ki ferahlıkumut; bir söğüt serinliğine kaçış serüveniertelenmiş vedaların özet cümlesi belkigözlerinde buğulanmış baharın tutsak cümleleri…
Tutulmuş Ay bakışlarını götürme uzağaBilirsin çölün neye muhtaç olduğunuSesin mahrem (ç)ağlayanlaraAlıp gitme nefesini dalgalara karışıpBir anıt misali kalKıymetini bilmeden kimseDur baş ucumda kıpırdamadan... Ne dumanı dindi ocağınNe de kurudu gözüm…
ÖnceGözlerden alıp biatRuhumu getirse kapına rüzgârEmzirse hasreti gözlerinde vuslatDurdursam zamanı sabaha kadarDizinde başım… Akıp gitse hayatAnsızınİzin verse de YaradanToplasam âlemin bütün saatiniTakvimleri söksem duvarlardanZamana dair ne varsa hepsiniDoldursam seninle geçen…
Zulmet zeval bulurken güneş battığı yerden doğuyorMüjdeler var diyarı hicret olanlaraVatanımda gurbet yaşayanlaraGün doğuyor gün! Pes etmeyin bitiyor sürgün…Ellerinde beraat mührü dört nala koşuyorlar doludizginÜmidimi heyecana boğuyor geleceğin coşkusuDilimde hece…
Her neyse günahım, söyle ödeyim“Tüm zehrini kus” diyorum Hâkim Bey.Verdim savunmamı, başka ne deyim“Kısık bende ses” diyorum Hâkim Bey Çekilen kılıçlar girer mi kına?Yapılan bu zulüm sığar mı dine?Ahret sualleri…