Uçmak / İsmail Tunç
Son sabah narince esen rüzgarla Kırık daldan usulca düşen yaprakla Yaşlı gözden sessizce akan damlayla Güçsüz bedenin buluşması toprakla.. . Bilemedim siyah mı beyaz mı rengin? Hissedemedim serin mi ayaz…
Son sabah narince esen rüzgarla Kırık daldan usulca düşen yaprakla Yaşlı gözden sessizce akan damlayla Güçsüz bedenin buluşması toprakla.. . Bilemedim siyah mı beyaz mı rengin? Hissedemedim serin mi ayaz…
Hasım elinden zar eyledim Aşkı dilimde har eyledim Hakkı gönlümde yar eyledim Anne baba şimdilik elveda . Gurbet göründü, yaban ellere Ne söyleyeyim susan dillere Düştüm güneş doğan illere Kızan…
Kalemimin mürekkebiyle gözyaşlarım eşzamanlı değiyor sayfalara Aklımdan geçenler yazdıklarımla hayat bulsun istiyorum Daha da karmaşık hale geliyor düşüncelerim . Sensizlik İçimde bir boşluk Sensizlik Benim eksikliğim . Kalemi bırakıyorum Bir sessizlik çöküyor odama Mehtap vuruyor penceremden Yine bir sensizlik doğuyor içime Çaresizim
Sevmek mi, sevmemek mi gönül ibresi dururDerdi dertte olanın göz pınarları kururKuru yaprağım dalda, fırtınalar savururBir hasret masalında acılardan derildimBeni sende vurdular, yine sende dirildim Eyvah olsun kalbime kaç vurgundan…
Gam yükü bahçeler kor ateş sevda Dalda kan kırmızı hüzün çiçeğin Kızıl kıyâmetler ayda izmihlâl Islanmaz geceler sonsuza değin Gam yükü bahçeler kor ateş sevda . Firârî bir visal yankısız…
Kadim nefretler yağar, canı yanar toprağınMevsimler kavgasında şu zamandan yoruldumHesapsızlığı düşer, ömür denen yaprağınSevmenin mahşerinde yüreğimden vuruldum . İklimler gelip geçer kirpiklerim kırılırSessizlik devriminde dil kaleme sarılırBaşa bela bir çağ…
Güz rüzgârında savurmuştu içiniKim duyar ki ağlayanın sesiniBir harabe içinde bulsa da eliniSesini kainata duyurmuştu . Yorulmuştu bir kış soğuğundaGecenin sisinde boğulmuştuBoğazında düğüm düğüm çileÜmidini ekmeğiyle yoğurmuştu . Sanki bütün…
Canıma cân idin zor gecelerde, Gittin de can hânem derbeder oldu. Merhem bulunmaz bu ölümcül derde, Yaşamak ölümden bin beter oldu. ~~ Artık ne söylesem kâr etmez sana, Dilimde inkisâr…
Ne manidar bilir misinAteşinde üşüyen yüreğimBirde çakmak çakmak bakan gözlerin..Şimdi seni düşlüyorumGecenin içindeBir çıkrık sesi, hüzün doluYudum yudum YusufYudum yudum aşkYıldızlara kayar gözümAy ışığında buluşur ellerimizVe ellerimde manasını yitirir eldiven..Zamanın…
Cancağızım Sen sevdayı Yusuf'un gömleğine kalbini bağlayan Zindanın tozuna nefesini adayan Rüyadan, kuyuya Kuyudan zindana Ah ki Yusuf Ah ki Zavira Ah ki ne ahh... Sabır ateşiyle yanan Dertli Züleyha'ya…
Şimdi çekirdek kavurdum, dedi Çerezci. Avucundaki siyah çekirdekleri bıraktı masanın üzerine. Yetmişine merdiven dayamış, Türkiye'den yıllar önce bir bavulu ile buralara gelmiş Mehmet Dede ile sohbet etmeyi seviyordu. Çayın…
Ben bu şiiri aslında hiç yazmayacaktımKim tutuşturdu bu sözleri dilimeKim koydu bu yaşları mendilimeBen diyorum bu şiiriHiç… Ama hiçYazmayacaktım… Düştüm kimsesiz yol ortasındaGayrı iradi bir boşluğa elimi uzattımO zamanlar alışamamıştım…
Kaldırıp aradan ayı ve yılı Vuslat kapısından giresim geldi Arşınladım sana uzayan yolu Hasretlik yüzünü göresim geldi ... Ayrılık neşteri kalbime zemin Gitmiyor ki zalim, yerinden emin Senden gayrısına edemem…
Ne bu âheste hâlin, doğ gönlüme ey Bahâr!Müjde-dâr rüzgârınla vur alnıma ey Bahâr!Uğrayıp semt-i gül’e bir hatırın sor da gel,Oku bana yârimden, hoş gül-nâme ey Bahar. ! Abandı kış üstüme,…
Her gece mülteci ve bir başıma,Kaçarım bu şehrin gölgelerine.Yağmurlar karışır da gözyaşıma,Düşer sevdâlarım şehrin diline. ... Tanır beni şehrin kör akşamları,İsmimi fısıldar izbe köşeler.Şarkıma dem tutar kumru kuşları,Çıkmaz sokaklara hapsolur…
bir sarı hüzün yağar sisli tepelerine gel bu yağmur altında ağlayan güzeli bul sonbahar rüzgarıyla sarıldım ellerine ruhta isyan ateşi dilde efkar istanbul *** bu yürek yangınında köze atılan kimdi…
Sesimi duymuyor Halimi görmüyor D’okunamıyorum D’okunmuyor S’ağır resim Kör resim Hissiz resim Yavaş yavaş Kesilir sesim Duyamazsınız Duymazsınız beni Zaman’a, ân’a hapsolan sevdiklerim... Yakup Kenan
İki Anne Binler Hicran Gördün mü iki anneyi? Duydun mu kahreden acıyı? Hissettin mi haklı olmanın yüceliğini? Anladın mı kalbe dokunan ateşin dünyaları yakan ateşlerden daha kavurucu olduğunu? Bildin mi…
Bir sürgün hicrete sefer eylese Dağlar duman yollar viran olur Dere tepe aşsa sulardan geçse Derdi canan olur işler asan olur *** Ardında kalır ata yurdu topraklar Bulduğuna sevinir bildiğine…
Her yeri derin bir sessizlik kaplamıştı. Ruhumun aynasında her şeyin suratı asık görünüyordu. Göklerin azade halinden habersiz ben, yalnızlık çölüne düşmüştüm. Tıkanmıştı yollar ve sarpa sarmıştı hadiseler. Nefes almanın…