Hayatım / Erhan Bozkurt
Okunmamış bir kitabın en ücra sayfasında... Tükenmiş bir kalemle yazdığımdır hayatım. “Ne sen sor, ne ben anlatayım” denir ya laf arasında... İşte öyle bir düğümdür, yutkunduğum hayatım. Ne kazandım, ne…
Okunmamış bir kitabın en ücra sayfasında... Tükenmiş bir kalemle yazdığımdır hayatım. “Ne sen sor, ne ben anlatayım” denir ya laf arasında... İşte öyle bir düğümdür, yutkunduğum hayatım. Ne kazandım, ne…
Ya Rab Bir bedende yürüyor iki yabancı Gözlerim ufukları seçmedi Ya Rab Gönlümden naçar kaldı çektiği sancı Gülistanda katmer gül açmadı Ya Rab . Aşktan habersiz çöller değdi bu cana…
griyi düşürdü böbreğinden violet sancı sonrası huruç mavimtrak tsunamide battı güney yarımküresi iyimserliğin müzmin açe gözleriyle baktı kederli ardından sadece üç saatlik kahire yahut tanımsız bir abuja macerası ürkekliğiyle batmadan…
Canıma cân idin zor gecelerde, Gittin de can hânem derbeder oldu. Merhem bulunmaz bu ölümcül derde, Yaşamak ölümden bin beter oldu. ~~ Artık ne söylesem kâr etmez sana, Dilimde inkisâr…
Ne manidar bilir misinAteşinde üşüyen yüreğimBirde çakmak çakmak bakan gözlerin..Şimdi seni düşlüyorumGecenin içindeBir çıkrık sesi, hüzün doluYudum yudum YusufYudum yudum aşkYıldızlara kayar gözümAy ışığında buluşur ellerimizVe ellerimde manasını yitirir eldiven..Zamanın…
Cancağızım Sen sevdayı Yusuf'un gömleğine kalbini bağlayan Zindanın tozuna nefesini adayan Rüyadan, kuyuya Kuyudan zindana Ah ki Yusuf Ah ki Zavira Ah ki ne ahh... Sabır ateşiyle yanan Dertli Züleyha'ya…
Sustu kaba adam, ellerini iki yana açarak. Susmak çığlığıydı onun. Bağırdı kocaman. Bağırdı avazı çıktığı kadar. Onun bağırması içe doğruydu. Duymadı hiç kimse. Zaten duymuyorlardı ya. Yürümek istedi biraz.…
🌻Gelince vakit akşamaBir kuş gelir vurur camaHasret yayılır gecemeFirkat yapışır yakamaGelince vakit akşama..….Güneş batar perde inerGölgeler kuytuya sinerSessizlik sesleri yenerCümle varlık aşkla dönerGelince vakit akşama…..Her akşam tık tık der rüzgarHasret…
Ben bu şiiri aslında hiç yazmayacaktımKim tutuşturdu bu sözleri dilimeKim koydu bu yaşları mendilimeBen diyorum bu şiiriHiç… Ama hiçYazmayacaktım… Düştüm kimsesiz yol ortasındaGayrı iradi bir boşluğa elimi uzattımO zamanlar alışamamıştım…
Kaldırıp aradan ayı ve yılı Vuslat kapısından giresim geldi Arşınladım sana uzayan yolu Hasretlik yüzünü göresim geldi ... Ayrılık neşteri kalbime zemin Gitmiyor ki zalim, yerinden emin Senden gayrısına edemem…
Ne bu âheste hâlin, doğ gönlüme ey Bahâr!Müjde-dâr rüzgârınla vur alnıma ey Bahâr!Uğrayıp semt-i gül’e bir hatırın sor da gel,Oku bana yârimden, hoş gül-nâme ey Bahar. ! Abandı kış üstüme,…
Sor! Geldiyse aklına sevdalığın hecesi Bulamazsan cevabı, bildiğinle dur gitsin Geçmeyi bilmiyorsa hem gündüzü gecesi Yıldızlara, semaya hayalini kur gitsin
bir sarı hüzün yağar sisli tepelerine gel bu yağmur altında ağlayan güzeli bul sonbahar rüzgarıyla sarıldım ellerine ruhta isyan ateşi dilde efkar istanbul *** bu yürek yangınında köze atılan kimdi…
"gurbet kuşlarına” kırıldı billur kasesi kum saatininolanlar ve olmakta olanlar meçhule,buzdağlarının ötesine giden bir gemi gibikırlangıçların hiç olmadığıhiç göç etmediği yere yaşananlar göreli an’kaosuyaşanacak olanlar mahrem bir buket gibiyapışmış beyaz…
Sesimi duymuyor Halimi görmüyor D’okunamıyorum D’okunmuyor S’ağır resim Kör resim Hissiz resim Yavaş yavaş Kesilir sesim Duyamazsınız Duymazsınız beni Zaman’a, ân’a hapsolan sevdiklerim... Yakup Kenan
Kara taş beyaz kum Mavi gök yeşil yaprak Ümit burnu çorak toprak Gri-siyah yağmur bulutu Dalda renkli incir kuşu Üzüntüm boz bulanık su Sevincim mavi masmavi Kimin bu ayak izleri…
Dün gördüm de bana sitemini Kor alevlere yandı yüreğim Üzgün birkaç kelam ettiğini O gün acıya kandı yüreğim *** Olan oldu gelen geldi başına Haklıyım haklısın demek boşuna Şimdi düşsem…
Hayat ne ? Nedir ölüm ?Yas mı ? Ya da düğün !Bir kervan var, durmak yok !Gelen, gidiyor. Gülsen ne çareAğlasan ne çareHem gülen, hem ağlayan gidiyor. Ha beyaz kundakHa…
Mustafa Kabakçıoğlu'nun Hücrede Ölüm Yıldönümü İçin Nağmeler sağır, sararmış sözlerBeyaz sandalyede buğulu gözlerTomurcuk dallarda, kavrulur samyeliBeyaz gelincikler beklerken seni Dillerde kış beyazı ağıtlarGüz çiçeği sanki, ebrûli günlerGece ayazı vurmuş hayalleriBeyaz…
İki Anne Binler Hicran Gördün mü iki anneyi? Duydun mu kahreden acıyı? Hissettin mi haklı olmanın yüceliğini? Anladın mı kalbe dokunan ateşin dünyaları yakan ateşlerden daha kavurucu olduğunu? Bildin mi…