Talan Şiirleri / Gökhan Bozkuş

 Şiirimize birbirinden güzel imgeler bırakan ve ilerlemiş yaşına rağmen şiir yazmaya devam eden Hilmi Yavuz’un Talan Şiirleri isimli kitabından

“işte bu son talanı ömrümüzün;

aşklar, acıya emanet.

dahası, yok bahası

satıldı erguvanlar…

– nedir bu?

– eskiler söyledilerdi:

‘inkırâz-ı bahârân’…

                 bilen anlar.” 

  bölümünü okudum defalarca. Ne zaman mı? Talebesi Ercan Yılmaz ile yaptığımız söyleşiye sessiz sedasız kenarda izleyici olarak katıldığı ve ricamız üzerine mikrofonu açıp bizlere unutulmaz bir an yaşattığı Cizlavet Söyleşilerinin olduğu gece.. Yayın bitti. Gecenin ilerleyen saatleriydi. Hilmi Yavuz dendiğinde  zihnimde daha önce erguvan ve hüzün kelimeleri at başı koştururdu. Ama o gece talan sözcüğü iri dolu taneleri gibi kafama kafama düşüyordu.

  Okudum. Defalarca okudum o bölümü.

aşklar, acıya emanet.

dahası, yok bahası

satıldı erguvanlar…

Sesli okudum ve sustum.

“satıldı erguvanlar…

satıldı erguvanlar…

satıldı erguvanlar…”

Kitabın baştan sona yüzlerce telmih içerdiğini bilen bir okuyucusu olarak “‘inkırâz-ı bahârân’ tamlamasının Yahya Kemal’in Hazan Gazeli şiirine götürdüğünü biliyordum.

Satıldı erguvanlar

Satıldı erguvanlar

Satıldı erguvanlar…

Avazım çıktığı kadar bağıramadım 15 eylülü 16 eylüle bağlayan gecesinde Berlin’deki evimde.

“Ne inkırâz-ı bahâran ki hân-ı yağmâda

Şerâb mahzeni Cem’den sebû sebû dökülür” diyordu işte Hazan Gazeli şiirinde Yahya Kemal.

İnkiraz eden bahar…Çöken, batan, talan edilen bir bahar.

Ve Hilmi Yavuz usta tekrar tekrar okuduğum o şiirinde usta bir besteci gibi  “satıldı erguvanlar” çivisini çaktı ruhuma. Nasıl uyuyabilirdim ki.

satıldı erguvanlar

satıldı erguvanlar

satıldı erguvanlar…

“bilen anlar” diye de ilave etmiş . Anladım mı bildim mi bilmiyorum ama hissettim erguvanların çığlığını, Molla İzzet oturdu sanki karşıma. Gece üç.

“Bir mevsim-i bahârına geldik ki âlemin,

Bülbül hâmuş, havz tehî, gülistan harâb.”

Uyku yoktu o gece şiirler talan. Şiirler yağma… Şiirler harap… Zaman makinası icad edilmemiş güya. Siz öyle zannedin. Talan şiirleri ile hangi iklimlere seyahat ettiğimi ben biliyorum birkaç satırda. Yoruldu ruhum dinlendim anne oldu erguvanlar yine. Camlarında eski püskü, buruşuk bir kağıda çirkin yazıyla “satılık” yazan bihemta konaklar misali erguvanlar kucakladı beni.

“Kıskançlık duysam Hilmi’ye duyardım… Şiir denilen gizli varlığı bulan, biçimle içeriğin kutsal birleşmesini gerçekleştiren bu büyük şair, artık gençlik yıllarından uzaklaşıyor, ama ölümsüzlüğü de sırtlamış gidiyor.” Demişti yıllar önce Cahit Külebi. Ölümsüzlüğü sırtlamış gidiyor erguvanların şairi. Gidiyor ama talan şiirleri ile yakasından tutuyor eli sobanın üzerinde yanmasına rağmen beynine sinyal gitmediği için kahkaha üzerine kahkaha atan benim gibilere.

satıldı erguvanlar

satıldı erguvanlar

satıldı erguvanlar…

Adnan Binyazar  Hilmi Yavuz ustanın Erguvan Sözler kitabı için şunları yazmıştı zamanında “Her kitabıyla Hilmi Yavuz, şiir alanını talandan kurtarıyor. Alışılmış imgelerin, bayatlamış duyarlıkların, tekdüzeleşmiş seslerin talanından. “ Şiiri talandan kurtaran bilge şimdi talana şahitlik ederken gür bir sesle talan,talan,talan diyor. Ve bir fısıltı satır arası  “bilen anlar”

Talan şiirlerinden aşağıdaki bölümü okuduğumda  “Derkenara Yazılmak” isimli yazım çoktan yazılmıştı. Cizlavet Eylül sayısında okuyanlar son bölümde derkenara yazılanlarla ilgili yazdığım yerleri hatırlayacaktır. İşte orası sizlere küçük bir mahalleden otobana çıkış olduğunu gösteren bir işaret levhası olsun.  Otoban aşağıda “bildim,anladım” diyenler kulak verelim “artakalan’dan” usanana.

kurtul artık ey şair!

henüz vakit varken,

kurtul!

talandan değil… artakalan’dan

Öğretmenler sınıfa girer de boş sıralar görürse hüzünlenir. Sıralar boş. Sınıflar boş. Koridorlar boş. Okulun bahçesi boş. Yoklama alacaktır öğretmen. Okul boş. Talan mı oldu derslikler? Talebeler nereye gittiler? İşte Hilmi Yavuz da yoklama alıyor adeta boş bir sınıfta bir öğretmen gibi. Şiirce soruyor. Şiirin lisanı ile.

“kim kaldı, rüyaları incelmiş,

hayalleri şiire biraz

sevda sözü olanlardan”

Okuyor, okuyor, okuyor… Elinde büyüteçle sayfalar arasında yolculuğa çıkıyor. Sevdası talan edilmemişlerin sözlerinden haz alıyor. Rüyaları incelmiş olanların rüyaları ile neşe buluyor ve soruyor. Talan devrinin talan ikliminde

kim kaldı, rüyaları incelmiş,

hayalleri şiire biraz

sevda sözü olanlardan”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *