Türkün Dolarla İmtihanı / Gülçin Beyza Yalçın

Aman Allah’ım!” diyorum yine yeni yeniden… Aman Allah’ım!..

Doların yükselişi durdurulamıyor ya aklıma hep trajikomik bir dolar hikayeleri geliyor. Ay, bu 1 dolarların ne hikâyeleri var ne hikâyeleri! Bizim evde de dokuz tane 1 dolarımız vardı , korkumdan yaktıydım. Hala yanarım o dokuz dolarıma.

Nasıl korkmayayım ki, arkadaşım ailece tatilde şehir dışındayken evlerine şafak baskını yapılıyor. Onlar evde yok ama muhtar eşliğinde evde arama yapılıyor ve ne bulunuyor bilin bakalım. Dört tane 1 dolar. Çekmecede onluk, yirmilik, ellilik dolarlardan bir demet halinde duran 234 dolardan, sadece dört tane birlik dolar ayrılıyor ve delil olarak alınıyor. Örgüt üyeliğine dört ayrı delil… ”Beş vahşi hayvan say.” diyen öğretmenine, ” Aslan, kaplan üç tanede fil .” diye cevap veren cingöz öğrenci zekâsında bir delil.

Ha bir de kocası müzisyen olan bir hanımefendi, mukabeleye çağırdığı komşusu tarafından “Fifici olabilir.” diye ihbar ediliyor. Kadıncağız ilk mahkemeye kadar aylarca içeride kalıyor. Sonra kocasının müzisyen olduğunu, düğünlerde sahneye saçılan dolarlardan bazılarının evde bulunduğu için delil olarak alındığını söylüyor, kocasının düğünlerde çekilmiş fotoğraflarını gösteriyor ve tahliye ediliyor.

Yavuz Bahadıroğlu’nun ”Sunguroğlu” serisi vardı. Bu tarihi romanlarda ‘Tapınak Şövalyeleri örgütlerinin gizli parolası olarak kenarı işaretli ”Bizans sikkesi” kullanıyordu. O aklıma geldi bak. Demek günümüzün gizli örgütü de ” Van dalır” üzerinden birbirini tanıyormuş.

Hmm, anladım baak… Demek örgüte üye olma ritüeli sırasında, bu 1 dolarları veriyorlardı. Şövalyelerin kılıç, esnafın şet kuşandığı gibi bir ritüelleri var mıydı ki ?

Yalnız anlamadığım bir şey var. Bu bir dolarlar sonrasında nasıl kullanılıyordu? Örgüt militanları, birbirlerini her gördükleri zaman, parola söyler gibi önce dolarlarını mı karşılaştırıyordu? Yoksa özel bir toplantı vb. bir araya gelmelerinde herkes sırayla mı gösteriyordu?

Belki de birbirlerini tanımayan örgüt üyeleri, parola olarak bir dolarlarını mı gösteriyorlardı birbirlerine? Dolarları cüzdandan çıkarıp mı gösteriyorlardı, çıkarmadan mı? Şimdi, tanımadığım biri yavaşça yanıma yaklaşıp, etrafı kollayarak, cüzdanını açıp gösterse var ya… Tövbe bismillah, ”Sapık vaar!” diye feryat figan milleti başıma toplardım. Yani aslında riskli bir durum.

Seri numaralarının hiyerarşik sıralamalarında herhangi bir fonksiyonu var mıydı? Daha büyük seri numaralı paraya sahip olanın daha üst düzey örgüt üyesi olması, ya da ne bileyim F serisinin yöneticilerde, diğer harfle başlayan serilerin normal örgüt üyelerinde olması gibi.

Peki, örgüte mensup esnaf ve iş adamları bu “1 dolar” sahiplerine indirim yapıyorlar mıydı? F serisine % 10, H serisine % 5 gibi. Yapmadıysalar büyük ayıp etmişler.

Gerçi adamlar da haklı. Yüzbinlerce üyesi olan örgüte(!) indirim yapsalar iş nereye varır.

Çok merak ettiğim bir konu daha var. O malum günden beri düğünlerde dolar saçma geleneği devam ediyor mu? Yoksa yerine başka bir adet mi ikame edildi? Zira o zamandan beri düğünlere gitmediğim için bilmiyorum.

Elinde önceden bir dolarlık banknot olan düğün çalgıcıları, o dolarları ne yaptı? Bozdurmaya kalksa büyük risk. ”Fifinin düğün imamı” diye tutuklanma ihtimali söz konusu. Yakmaya kalksa ülke ekonomisine zarar. Zor bir durum. Öyle ki bir dilencinin üzerinden F serisi bir doların çıkması medyaya bile yansıdı. İnşallah adamı örgütün “Dilenci imamı” diye tutuklamamışlardır.

Bizim evdeki o dokuz dolar nereden mi? Bazısı yurt dışından dönüşte elimizde kalan bozukluklar. Diğerleri de bir akrabamızın kızının düğününde sahneye saçılanlardan.

Bizimkine diyorum ki :

– Neden aldın o dolarları? Onlar çalgıcıların hakkı.

– Hatıra olsun diye aldım, diyor.

Yaa Beyefendi, gariban çalgıcıların rızkı olan o bir dolarları alırsan, Allah da insanın elinden mesleğini alır. Sorgusuz sualsiz ihraç edilirsin böyle…

Devlet bana dokuz dolar borçlu kısaca. Dolar kuru o zamandan bu zamana fırladı gitti. Hala yanarım, yanarım da o dokuz dolarıma yanarım.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *