gelinliğin ne kadar da yakıştı böyle
damat tıraşım nasıl, kravatım iyi mi
bu ilk dansımız hadi, dinle bak
bu çalan konçerto Rodrigo
gecesinde bir ömürlü aynı yastıklı dualar
bir gece, iki baş ve bir yastık
sabahında çalan kapıyla birlikte gayrı yaslı dualar
ve bir tabutvari adeta gömüldüğüm
bileğimde metal soğuğu içimde bir yangın
taşları hasret kopçası gurbet bir gerdanlık
meğer yüz görümlüğün
özleyeceğin yıllar biriktirmek isterdim
fotoğraf albümünde
defterine gözleyeceğin yollar çiziktirdim
pencere pervazından ufka uzanan
halbuki gül dikenine saplamıştım ellerimi en baştan
meğer ellerim avcının arpacığında serçe pençesi
sen yüreğimde dal budak yüzümde bir esinti
hem dalın en uzak ucundaki meyve sen
bu çürük dirsekler mezarlığında bir garip
gönlünde reyhan, kırbanda kızılcık şerbeti
huzur, çatlamış dudaklarında bir damla
bilmem mi acının çılkası dört başı mamur
bir kere dokunabildiğim zülfüne tutundum
o son bakışına sarıldım da uyudum bunca sene
hele bir de rüyamda gördümse seni sorma
dudağımın kıyısına serili bu bayram kahvaltısı da ne
nedir gözlerindeki bu kütüphane sessizliği
yoruldun değil mi rüzgarın ondan aheste
ondan ferahfeza makamından bu tenzili rütbe
bak zeytin çekirdeğinden tespih yaptım sana
gençlik bayramlarındaki gençlere öykündüm
umudumu kule yaptım da uzandım
baklava dilimli bu gökyüzüne
ne olur lanet etme beni tanıdığın güne
şimdi bak ay ne kadar da parlak
bu dert küpü bu yer yer azgın nehir
böyle ne kadar da dingin ve sessiz
kolay mı sandın senin için bu eşsiz
senin için bu romantik atmosfer, dinle bak
senin için ve bu çalan konçerto Rodrigo
emeğinize sağlık.