Bilmezdim…
Bilinmezdim…
Sevilmezdim…
Sevinmezdim…
Aşkın sırrına düşmeden önce
Aşkın aşkınıdır adın
Adınla şereflenir gönlüm
Andıkça, yandıkça, kandıkça
Kanar durur yüreğim
Kanıp durulur mu yüreğim
Durma!
Durulmasın gönlüm
Gönlüme takılı süsüm
Kıskanır gönlüm
Sırlar, saklarlar ömründe
Unutur kendini
Unutmaz seni
Durma!
Vurulsun gözlerim gözlerine
Sözlerinle sev beni
Ellerim değil
Ruhum dokunsun ruhuna
Ruhunda erit kimliğimi
Kaşının karasında
Yüzünün nurunda
Gönlünün huzurunda
Unuttum sevdiğim
Sende unuttum beni
Ben kaldı sende
Seninle her yerde
Ruhunda, gönlünde, belki ömründe
Bilmezsin, bilemezsin sen
Bilinmeyen alemdeyim seninle
Lütufsun
Şükürsün
Gönlüme aşina
Özüme sır
Unuttum sevgilim
Aşkı
Aşka dairi
Vesairi
Serden geçti
Sende var oldu
Varlığımın bir anlamı
Sığmıyorsun gönlüme
Taşıp taşıp kaçıyorsun harflere
Çoğalıyorsun gün be gün
Şiddetleniyorsun
Dağa taşa haykırmak geliyor
“Seviyorum, seviyorum, seviyorum”
Dağa taşa vurmak geliyor kendimi
“Gidiyorum, gidiyorum, gidiyorum”
Sana, seninle, senden….
Sana seninle benden…
Geliyorum, geliyorum, geliyorum yâr