Haksızlıkla mücadele ederken zindana atılmış, Yusuf yolu beklemiş – bekleyen,
asrın kahramanı ablalara,kız kardeşlere, kendime, en çok da Mavi’me….
Kızgın ve yorgun bakışlarının altında incecik bir kalp seziyordum sana bakınca…Haksızlıkla mücadele ederken bir haksızlığa daha uğramış dört duvara mahkum edilmiştin. Kırgındın ama kızgın değildin kadere. Heybetli duruşun İbrahim’e destek olduğu için ateşe atılan Zeliha’yı hatırlatıyordu. Hani Nemrut İbrahim’e devasa ateşi hazırlarken itiraz eden Zeliha’yı… “Sadece ‘Rabbim Allah’tır’ dediği için İbrahim’i ateşe atamazsınız!”diyen cesur kadın Zeliha’yı…. Şanlıurfa’da Balıklı Göl’ün hemen yanında, insana huzur veren, 45 derece sıcakta çölde vaha serinliği veren Aynzeliha’yı… Sahi aynı ateşin içine düşmüştü Zeliha da. Tıpkı senin gibi… Haklı davanda “Yusufların yeri zindan değil” dediğin için zindana atılmıştın. Acıya gülümsüyordun, ama yüreğin yaban ellerdeki bir serçe gibi pır pır ediyordu. Göz göze geldiğimizde gözlerini kaçırıyordun. Sahi “Yandım” demek suç muydu? Ama onu da demiyordun. Yine İbrahimvari bir teslimiyetle “Rabbim benim halimi biliyor. O bana yeter.” diyordun.
Acaba daha ne hikayeler vardı geride bıraktığın? Dört duvar, parmaklıklar, demir kapılar gizleyemiyordu yüzünün çizgilerindeki hüznü,ama şikayet etmiyordun.
Sahi evin var mıydı hala toz alınmayı bekleyen? Belki çiçeklerin solmuştu susuzluktan! Ya annen? Bahar gelince ona sormuş muydun “Anne papatyalar açtı mı?” diye? O, sana kır papatyaları toplarken yokluğunda, ağıtlar yakmış mıydı peki?
“Kuzum aylar oldu, bir ota çiçeğe hasret dört duvar arasında. Ah papatyalar niye
açmazsınız koğuş duvarlarında?” Peki ya senin çiçeklerin? Evlatların yeğenlerin…. Onların yüzünde ne zaman güller açacaktı? Yoksa onlar da İsmail teslimiyetine mi sahipti? Eminim Zeliha, senin yetiştirdiğin nesil “Rabbim emrettiyse vur bıçağı baba diyecekti”
Ah Zeliha, Aynzeliha….Yurdumun tüm ağaçlarını toplayıp ateş yaktılar. İbrahim’i
ateşe attılar. Sen “Yapmayın, İbrahim haktır!” deyince seni de aynı ateşte yaktılar.
Rabbin, ateşe: “İbrahim’e karşı serin ve selametli ol” deyince, sahi sen de ferahladın mi, Zeliha?
Ah Zeliha, Aynzeliha…
Hümeyra Doğan