Beyaz sayfaların suçu yok
Nefti gölgeler hükümranlığı bu
Her iz bir ferman ağırlığında
Her kelime çağ açıp kapatır
Zaman yorgunu yüreklerde
Eman dilenmek beyhude,
Sessizliği yırtan haşin zeban
Huzuru dağıtan avaz-i avam
İşaret ediyor alenen katili
Beyaz sayfaların suçu yok
Ortalıkta dolanıyor yüzlere kara çalan
Sessiz adımlarla ilerliyor hem
Ne olduğunu kimse anlamıyor
Bir kavis, bir uzunca amudi çizgi
Sonrasında ayan ediyor harf harf
İsim bulunamayan pek çok hissi
Geceye sirayet ediyor zehir
Can havliyle parlıyor yıldızlar
Yoğun bir sızı yayılıyor ruha
Sükut… Cebrî bir mahkumiyet
Beyaz sayfaların suçu yok
Meşhur bir kezzap kurbanı hepsi
Ne dediyse inandılar,
Ne söylediyse kabul ettiler koşulsuz
Boyun eğdiler, sakladılar mahrem sırları
Gün geldi feda edildiler kor alevlere
Gün geldi boğulup gittiler serin sularda
Hiç bilemediler oysa,
Hangi kelime doğrudur,
Bağırlarına nakşedilenlerden
Hangisi samimidir, haberleri olmadı
Gece vaktinde fısıldananlardan
Kadim bir geleneğin kurbanı oldular
Kimseye sır vermeden
Fadi Kılıçzade