dün gece rüyama girdi bir peri
yıldızlar yanında sönük sönüktü
nurdan bir meşale gibi elleri
gözleri ceylandan daha büyüktü
adın nedir dedim, sustu upuzun
gözleri yağmaya hazır buluttu
yolunu gösterdi, mavi sonsuzun
ardına açılan kapıyı tuttu
saçları simsiyah bir gece rengi
zülüfleri sarkan tuba ağacı
kimsede görmedim ben bu ahengi
başına yakışmış perilik tacı
ne bir kelam etti, ne dert dinledi
yüzüne baktıkça gözlerin eğdi
kalbimden göğsüme çıktı ürperti
yüreğim gecenin zülfüne değdi
bin ah ile çıktım uyku halinden
göğsümde bir acı, ellerim bomboş
içtim de badeyi nurlu elinden
gezerim gecede, gündüzde sarhoş