Boş Bavul / Gökhan Bozkuş

Dün akşam yine sordum sana. Şimdi dedim bu saatte İstanbul’da olsaydık seninle. Yine masmavi boğazda gökyüzüne baksak…
Yine sen matematiksel hesaplar yaparken kafanın içinde ben de sana şiirler okusam dedim. Aynı şekilde baktığında geldi soru cümlesi. Sahiden hiç mi özlemedin?

Biliyor musun dedin içimde özlem diye bir şey kalmadı. Ve sordun bana. Sahiden özlüyor musun?
Galiba dedim ve köşeme çekildim sen mutfağa geçtikten sonra. Güya kitap okuyordum. Ama ben sabit duran bir sayfanın içinde harflerin üzerinde zıplayan bir çekirge misali çoktan başka âlemlere gitmiştim.

Sorular soruyordum kendime. Sahiden içimdeki duyguların kelime karşılığı ne? Özlem denilebilir mi buna? Eğer özlemse neye, kime karşı özlem? Mascha’nın içi özlem dolu bavulu gibi hissetmedim içimdeki duyguları. Biraz Cemal Süreya biraz Füruğ biraz da Brecht fısıldadı sanki bana. Ama ben Mascha’nın özlem bavulundan yemişler çıkarmaya kararlıydım.
Die frühen Jahre
Ausgesetzt
In einer Barke von Nacht
Trieb ich
Und trieb an ein Ufer.
An Wolken lehnte ich gegen den Regen.
An Sandhügel gegen den wütenden Wind.
Auf nichts war Verlaß.
Nur auf Wunder.
Ich aß die grünenden Früchte der Sehnsucht,
Trank von dem Wasser das dürsten macht.
Ein Fremdling, stumm vor unerschlossenen Zonen,
Fror ich mich durch die finsteren Jahre.
Zur Heimat erkor ich mir die Liebe.

“İlk Yıllar
Geceye ait bir salda
Sürüklenip durdum
Ve bir sahile ulaştım.
Bulutlara yaslandım yağmura karşı,
Kum tepeciklerine öfkeli rüzgara karşı.
Hiçbir şey güvenilir değildi,
Sadece mucizeler dışında.
Hasretin yeşeren meyvelerini yedim,
Susatan sudan içtim.
Keşfedilmemiş bölgeler karşısında
Sessiz bir yabancıydım,
Karanlık yıllar boyunca üşüyerek geçtim.
Sevgiyi yurdum bildim.”

Güya çok kitap okuyor, çok kelime biliyorum. Güya açılsa ağzım saatlerce susmaz benim.Sana sorduğum soruyu sorduğumda kendime. O duyguları karşılayan bir kelime bulamadığımı itiraf etmeliyim.

Ne dostlar kaldı ne dostluk özlenecek. Ne gökyüzü berrak eskisi gibi orada ne yıldızlar parlak…

Galiba haklısın. An’a dair özlediğim hiçbir şey yok. Galiba ben yitip giden takvimleri özlüyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *