Git / Mehmet Tuna
Günlük iş güç devam ediyor senden sonra Devam etmeliymiş, ediyormuş öğrendim. Zor nefes alınıyormuş Vermek daha zor. Ölüm gibi değil. Hayat gibi. Zor. Ekmek almaya çıkıyorum da Ekmek için koşmaya…
Günlük iş güç devam ediyor senden sonra Devam etmeliymiş, ediyormuş öğrendim. Zor nefes alınıyormuş Vermek daha zor. Ölüm gibi değil. Hayat gibi. Zor. Ekmek almaya çıkıyorum da Ekmek için koşmaya…
Eylülde Berlin Sürprizi 3 Muslimsche Kulturwoche Kahvaltı sonrası güzel bir ortamda kahve içtik. Böylesi bir kahveyi en son Antakya'da içmiştim. Güzel oldu. Ardından da MKW'nin Forum Dialog ile birlikte organize…
Bugün yine Duvarlar sessiz Konuşmuyor dostlar benimle Yaralı tüm sineler sükût içinde Beklenen şafağı ruhlarında gözlemekte Bugün yine Soğuk buralarda havalar Bakışlar ürkek ve solgun Canı yanmış susamış gönüller Bir…
Karla kaplı vadide, yılların yükünü omuzlarında taşıyan yaşlı bir kadın, ahırın köşesinde yatan atına bakıyordu. Atın nefesi artık zor çıkıyordu; her soluk, bir ağıt gibi yankılanıyordu ahırın soğuk duvarlarında. Kadının…
Atlar geçer kırların ucundan,rüzgâr bir çobanın dudaklarındaeski bir ağıt gibi,usulca dokunur gem vurulmamış bir yazgıya.Ne eyere boyun eğmiş ne kamçıya,yalnızlığı taşır sırtında yılkı atı,yaban bir özgürlükle dolu gözleri,nehre karışan dağ…
Ne yazım ne kışım! Arafta kalmış solgun bir baharım. Aylardan kasım mevsimlerden sonbahar.…Sonbahar ki!-Sararan yaprakları hüzünle düşürürken “güz”-Yaprağıyla, kuşuyla, börtü böceğiyle ayrılık yaşarken “hazan”-Kısalan günleriyle, ıslak kaldırımlarıyla gönüllere ilham verirken…
Sen kelime istiyorsun, Ben de mecal. Yok diyorsun var’ın evinde. Var! Gök, Yüzünü Gül’e döndü, Bülbül pürtelaş şevke. mecal gülü bülbüle. Ben kime yanayım? Gurbet kimin içinde? Güle güle gülyüzlü.…
redingot ceketli oyuncak gülme bana kaçtım oysa bu şehir bu şehir bana giz bu şehri bana güz bu şehir bana biz oysa retlerim boyuyor duvarları ha ile yır tutuyor göğsünden…
Here's Şirinevler Square,And there's the Merter exit,Isn't it?Where is NT Mecidiyeköy?Where is the Bosphorus Bridge?When did they erect this mosque? Latitude, longitude,Everything’s in disarray!Why did I come here,Oh my foolish…
Kırgınım. Belki de bu yüzden yazıyorum ara vermeden. Arayış diyorlar bazen okumak ve yazmak için. Ben kendimden kaçıyorum. Bıraktım okumayı. Okumuyorum eskisi gibi. Birkaç roman karakteri var. Arkadaş yaptım onları…
Yıllarca yıllara saklanan yıllarKoparılmadan takvim yapraklarıGünler günlere kavuşsaAylar yeni aylara karışmış Kulak arkası güller açmış mıYaka cepleri şimdi şenbaharAllı güllü mendiller sallanıyorYürekleri sarmalayacak sevinçten Çaylar açık çaylar demliMuhabbet koyu üç şekerli Sokaklar kahve…
Mükemmeli arama yorgunlarıyız hepimiz. Elalem lobisine şirin görünme telaşındayız. Eskilerin İnsan-ı kâmil dediği en iyi insan olma telaşı değil bahsetmek istediğim. Çağın yarış atına dönüştürdüğü , başkalarının beğenilerinin kulu, kölesi…
Şimdi fondaÖksüz bir türkü Can veren sudaİbrahim öldü."Beni burada aramaarama anne"İnsan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş, diye bir söz vardı ya doğruymuş. Bir de gözlerini açınca…
"Stop!"Şıtop diye okumak geliyor içimdenO zaman "sıtop" demişti bunu söyleyen Sağ eli yukarıdaydı Yo, Hitler selamı vermek değildi amacı Karşısında bir ecnebi vardıO ise İngilizceye epey Fransız Hani bir tabela…
Ağır aksak geçen mevsimlerden belliÖdeniyor hüznün bedeliAğırlığınca acı gittin gideliAksaya aksaya çekiliyor gittin gideliAşktan yana ne varsa yaşanacakVuslata ermeden yaşandı gözlerindeSahi onurlu bir davanınOnur konuğu olmadanBiter mi bu hasret bu…
Karanfil kokulu kitap ayraçları yapıyorumİkindi güneşlerinin bahtiyarlığında” diyerek; Bir şiire başlama hayali kursam mesela Çelik bir ok sinirlerimi patlatır Zordur kimine yani Günlük güneşlik keyifler çıkarmak Sizin aklınıza şiir deyince…
Tutmadım daha dileğimi, hadi yıldız kayacaksan kay. Bunca hengamede; birde onsuz geçen günlerisay. Bak hazır olda, seni bekliyor güneş ve ay! O uzak kıtalarda açan nazlı bir çiçek, ismi Şimay…Gözleriniz…
Ah… Şimdilerde ne kadar yalnızım. Ve kimsesizim.Doğup büyüdüğüm, yıllarımı geçirdiğim şehre ne kadaryabancıyım. Yine eskiden olduğu gibi şehrimin sokaklarındadolaşıyor caddelerini adımlıyorum. Lakin eski günlerin neşesiyok gibi hissediyorum kendimi. Sanki ben…
“Günler ne kadar uzun” dedi yorgun sesiyle. “Yaşa yaşa bitmiyor” diye ekleyerek bir akşam daha bitirmenin ıstırapdolu sevinciyle ömründen gün azalmasına sevinmesini anlamak için zorladım kendimi. Geçmek bilmeyen zamanıhızlandırmak için…
Ayrılık çanları çalmaya başladı. Havada hasret kokusu var. Ankara biraz daha kasvetli, birazda sisli. İnsanları eskisinden de mutsuz. Bence şiirlerin ve şehirlerin karakteri vardır. Tıpkı birinsan gibi. İstanbul kimseye yüz…