Günlük iş güç devam ediyor senden sonra
Devam etmeliymiş, ediyormuş öğrendim.
Zor nefes alınıyormuş
Vermek daha zor.
Ölüm gibi değil. Hayat gibi. Zor.
Ekmek almaya çıkıyorum da
Ekmek için koşmaya çıkmıyorum.
Hazır ekmek vermiyorlar senden sonra
Sen benim hazır ekmeğimmişsin.
Kaybettim. Gayb ettim.
Buldurdu Allah. Seni yokluğunda.
Yarası derin olmakla hürmetli sanıyordum kendimi
Her insan için yara derinmiş.
Farkettim. Farkettirme vesilem oldun.
Şimdi Allah’ı senden çok seviyorum.
Gafletimi kaldırdın.
Allah seninle oluşan perdemi senden dolayı kaldırdı
Ayan beyan Hakk oldu demek isterdim
Bir perde daha kalktı Allah ile aramda diyorum
Git ki vuslata ereyim.

KAL
Sen gittin.
Ben de sandım ki, giden sensin.
Meğer kalan bendeki senden fazlasıymış.
Sen yokken,
Kapı aralık kaldı.
Rüzgâr Allah’tan geldi, senden değil.
Öğrendim.
Benim de nefesim daraldı,
Ama ölmek değildi bu.
Yaşamakmış senden sonra
Yalın, ağır.
Ekmek yine aynı fırından,
Ama hamuru artık ben yoğuruyorum.
Hazırı yokmuş hiçbir şeyin.
Ben de yoğruluyorum.
Sen diyorsun ki “Git ki vuslata ereyim.”
Ben diyorum ki “Kal ki vuslat baki olsun.”
Gitmek sende hakikati buldu,
Kalmak bende sabrı doğurdu.
Şimdi ikimiz de biliyoruz:
Ayrılık bir perde değil,
Aynı Hakk’ın iki nefesiymiş.