Kırlangıç ve Korkuluğun Aşk Hikayesi / Gökhan Bozkuş

Sana korkuluktan bahsedeyim.

Bir aşk öyküsünün diğer kahramanı. Eski bir gömlek var üzerinde. Başı yana doğru, kolları her daim açık. Yüzünde sürgün bir gülüş.  Şapkası bağlanmış çenesine. Saçları kuru otlardan hediye. İçinde kocaman bir direk ve görmezler onu dik zannedenler. Ayak nedir unutmuş. Yürümek, koşmak ve yorulmak. Oturmak, uzanmak ve uyumak. Yamalı bir kot,  eski bir gömlek ve açık kollar.

Sana korkuluktan bahsedeyim,üç öğün rüzgâr yiyen ve gülen korkuluktan. Yağmurla yıkanan ve kolları hep açık korkuluktan.
En güzel yalnızlık şiirini okuyan, en hisli türküleri söyleyen ve bilmediği bir hisle yaftalanan korkuluktan.

Annesi, babası, kardeşi olmayan korkuluktan.  Yeryüzünün en özgür cezaevi olan tarlalarda; güneşin ve bulutların altında, toprağın ve çiçeklerin üstünde müebbet bir hapse gark olmuş korkuluktan.

Yaftalamışlar bir kere korku sözünü ona. Çocuklar bile yaklaşmak istemezler sahiline. Aşk nedir, unutan korkuluktan.

Sana bir de kırlangıçtan bahsedeyim. Aşk hikayemin diğer parçası… Umut kuşu olarak bilinen kırlangıçtan, göçmen kuşu olarak bilinen kırlangıçtan. Ayakları o kadar narin, o kadar zayıf ki yerde uzun süre kalamayan ve çoğu zaman uçan kırlangıçtan.

Karnı beyaz, pamuk gibi bembeyaz olan… Kanatları, başı ve ayakları siyah; gece gibi simsiyah olan..
Gerdanı ve alnı kahverengi, kürtçede ismi ‘hecîreşk’ olan kırlangıçtan…

Saatlerce, kilometrelerce uçabilen ve gagasında taşıyabildiği çamur ile evladına sıcak bir yuva yapabilen kırlangıçtan…

Kanadının biri kırılmış ve bayılmış bir gece. Uyandığında bir aşka açılmış gözleri.

Sana korkuluk ve kırlangıcın aşkını anlatacağım.

One thought on “Kırlangıç ve Korkuluğun Aşk Hikayesi / Gökhan Bozkuş

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *