SARSICI BİR MEVSİMDİR SONBAHAR
Sarsıcı bir mevsimdir sonbahar
Sarı hüzünlerle sarsar insanı
Sarsar, üşütür, ürpertir, hatırlatır
Hüzünlendirir, şaşırtıcı telaşlarla
Sarar insanı birden sarı bir renk ormanı
Serin ürperten rüzgârlarla gün be gün
Geceler daha da koyulaşır derinleşir saatler
Gündüzler isteksiz yanan güneşlerle ölgün
Kuşlar tutar göç yollarını kanat kanat derken
Çığlık çığlık gökyüzü
Yol, yolculuk, savrulur rüzgâr rüzgâr
Düşünür ürperir insan
Mevsim artık güz
Henüz doyulmamış yaz hazları dudaklardan damlarken
Kokuları baygın sihirli çiçekleri yaz bahçelerinin
Sanki bitmez tükenmez zannedilen upuzun
Rüyalı uykularında kuş tüyü yataklarının
Bir sabah uyanırsın
Ürperten bir alarm sesi gibi bir sabah bakarsın
Mevsim sarı hüzünlerle donanmış ağlar ağaçlar
Artık mevsim sonbahar
Dallardan sarkan çatlayan narların güzelliğiyle sarhoştun oysa sen
Bağbozumu şölenleriyle şen
Uzayıp giden hayallerle sonsuz bir yaz düşlerdin
Bir bakmışsın
İlk kırlar düşmüş saçlara
Yüzde çizgiler gittikçe kalınlaşan
Alında kırışıklar gittikçe derinleşen
Tanıyamazsın kendini sonra aynalarda
Eski yaz günlerini anarsın
Eski çocukluk evini
İlkbaharını ararsın
Evvel giden dostları
Hatırlamak acı verir çoğu zaman
Gelecek kaygı, gelecek tasa
Bir anda ürperten bir gong işte
Artık mevsim sonbahar
Ayva sarı nar kırmızı yine
Nerde yeşil bahçeleri şen şarkıları yazın
O yazlar ardına mı gittiler kaf dağlarının
Nice serüvenler başlar belki bir sonbahar gününde
Bir renk ırmağında sarı turuncu kırmızı mor
Nar, portakal, üzümler ışıl ışıl kehribar renginde
Damla damla yazdan kalan hazları hatırlatır
Güneşli günlerden damla damla sızan
Yarıda kalan bir zevk anından
Yazdan
Pembeden maviden erguvandan beyazdan
Sonrası hasret tüter gider duman duman sislenir gökyüzü
Melal denizlerinde savrulur gider insan
Birden
Birdenbire bir deprem gibi bir sabah serin
Sarsar insanı eylül derinden derine
Serin bir güz rüzgârı çarparken tenine
Geçer insan bir âlemden başka bir âlemine
Bir haşin rüzgâr eser, ağaçlar sarsılır
Dallar üşür
Yapraklar benek benek pas rengine bürünür
Bütün tabiat sarı benizli bir hasta
Susar böcekleri gecelerin
Susar kuşları sabahların
Yıldızlar gibi toprağa düşer
Mavi serin göklerinden yapraklar
Sarı bir hüzün atlası melal akşamlarında
Savrulur sarsıcı bir rüzgâr olur eylül sonu
Renklerin dili başlar koşuşmaya her yandan
Renkler altın, turuncu, bakır, kızıl mor
Çürük yaprak kokulu bir rüzgâr sabahları
Ürpertir Kanser gibi yürür sessiz dal dal
Sonra bir sabah bakmışsın eylül
Artık günler geceye dairdir
İlerisi gün dediğin 24 saat gecedir hep
Sürer ta mart sonuna kadar soğuk
Yenibaharların sancılarıyla
(nazif Özaslan) 27 Eylül 2019