Teşi ve Terek Musikisi / Gökhan Bozkuş

    Hep aynı yerde otururdu. O taşı zannedersin Hz Adem zamanında oraya koymuşlar da bir daha kaldıran olmamış. Ne kadar erken uyanırsam uyanayım her sabah orada , elinde teşi ile görürdüm.  Hani camilerde imamın yeri bellidir ya. Hani okulda müdürün odası , hani pazarda zabıta noktası… Bizim evin önünde de o taş ninemin makam koltuğuydu adeta. Görmedim ondan başkasının oturduğunu ve görmedim gözleri ile teşi arasındaki o müziği başka bir yerde. Koyundan kurtulan yünler, yunup ak pak olunca , uslu bir kedi gibi otururlar da o dizlerde incelmenin sabrını beklerdi adeta. O kınalı ellerin avuç içinden parmak uçlarına , oradan da teşinin yamacına pervaz ederler de incelir ip olur , boyanır kazak olur, çorap olur ve koyunun sırtındayken insanlara libas olurlardı. Ninem o kara taşın üzerinde her sabah , doğan güneşle parlayan nehre bakar ve dizlerinin üzerindeki beyaz kedicikleri gerdanlık ip haline getirirdi. Aşhane dediğimiz büyük ve serin bir odamız vardı . Bazen de orada sırtını direğe yaslar ve tereğe bakardı uzun uzun. Elinde yine teşi rakseder durur. Ve o loş aşhanenin küçük camından cetvelle çizilmiş bir çizgi misali nineme doğru uzanan gün ışığı. Muhayyilem de emekliyor ayaklarım gibi o zaman. Nereden bilebilirdim ki her nesnenin insanda ana gibi , baba gibi  kokular bıraktığını.  Nereden bilebilirdim ki hatıraların izlerini taşıyan her siluetin insanda derin bir kuyu bıraktığını.  Girerdi kimi zaman o kuyuya ve çıkmazdı uzun zaman. Evet bedeni karşımda olurdu. Dudakları bazı tınılar , bazı türküler ile bezenirdi .Sırtını yasladığı o direkten tereğe uzun uzun bakarken kimbilir nelere dalar kimbilir nerelere uğrardı. Zaman geçince anlıyor insan bu ahengi. Suskunluğun memesinden mazinin kokusunu yudumlayınca anlıyor insan.

Gökhan Bozkuş

One thought on “Teşi ve Terek Musikisi / Gökhan Bozkuş

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *