Arif Baba’ya Selam / Ekvatorlu

Arif Baba, eller bizi dövende
Dünya çetin, kim kalır ki güvende
Yalnız mısın Belçika’da, Löven’de
Kader adil, bir hikmeti var elbet
Garip kula Kadir Mevla yar elbet
Arif Baba sinem yine ahlanır 
Kalp ve kalıp bir arada şahlanır
Zulüm varken hukuk neden yuhlanır?
Yunus’ta var mıdır bendeki celal 
Neyi gizler sendeki şu pürmelal
Arif Baba adın dilde yad olsun 
İki cihan ağzın dolu tad olsun 
Seni seven sevdiğiyle şâd olsun
Hasta düştük çorbam elinde pişti
Dostluğun doktordan önce yetişti
Arif Baba, gül kapıya dayanır
Saadetler tebessümle uyanır
Bülbülü bilmeyen aşktan utanır 
Bahtın açık, zihin temiz dupduru
Yine kalpte cevap bulur her soru
Arif Baba ilim, irfan özdedir 
Ömrün bahar, zad-zahire yazdadır
En zorlu imtihan belki bizdedir
Kederlenme, şu dersleri ver artık
Aç susuz çok, sofraları ser artık
Arif Baba, zaman hızlı dikkat et 
Hedef belli, yollar açık, tez kat et
Zalim olma, kendine de şefkat et
İstikamet rehber olsun haline
Taş değmesin tırnağına, diline
Arif Baba semazenler dönende
Güneş doğar loş ışıklar sönende 
Nefes sende, beste, nağme güvende
Harap kalmış o bahçeler bağ oldu
Gönül mutlu, ne aydınlık çağ oldu

Bir yanıt yazın