Kimbilir nereye hangi zamana
Kurulmuş gidiyor ömürden yıllar
Rüzgârın önünde dönmüş samana
Savrulmuş gidiyor ömürden yıllar
Canını yakıcı derin izlerle
Mahzun ve mükedder mahçup gözlerle
Gönlü zedeleyen ağır sözlerle
Yorulmuş gidiyor ömürden yıllar.
İnsana yaşarken lazımdır haya
Geçiyor ömrümüz gün saya saya
Uslanmadan hâlâ fani dünyaya
Sarılmış gidiyor ömürden yıllar..
Gurbette kimsesiz garip kalınca
Şekva gaflet denizine dalınca
Parçalı yüreğin naçar kalınca
Kavrulmuş gidiyor ömürden yıllar
Değmezmiş bu ömür için telaşa
Beş metre patiska beyaz kumaşa
Başa dikilecek bir mermer taşa
Yorulmuş gidiyor ömürden yıllar
Derdi çeken benim ne bilsin yıllar
Baharı bekledim açmadı güller
Dönüşsüz nedendir geçtiğim yollar
Kıvrılmış gidiyor ömürden yıllar..
Hasret firak çıktı açılan fallar
Gurbeti yurt eden önce afallar
Sevdalardan geri kalan hep küller
Yorulmuş gidiyor ömürden yıllar