ÇÖL- I
Çağlar Yakup’un gözleri, çağ’lar kapanır
Ufuk çizgilerinin kılıçtan keskin ağzında
Dünde
bugünde
yarında
Irak da doğranır yakın da
Öncesiz, sonrasız, öznesiz bir zaman
Bir sonsuzluk terkisindeki bu devran
Geçmiş-gelecek arasında açılan aralıktan
Bütün isimler toplanır bir Yusuf eder de
Yusufluk çile olur, özlem olur kaderde
Boş kuyunun yılanları ay yutunca yerde
Bir temmuz gecesinin husufu başlar göklerde
Kanlı aylalar süzülür yanaklardan
Titreyen bakışların nemli kuytularından
Kervan gider çöllerde Yusuf yiter çöllerde
Yakupların elemleri
ki Yusufların kısmeti
Seneler dörder dörder bölüşür hasreti
Düşer takvimlere sabır mevsimleri
Bir sabır ayı biter ömürden
Bir sabır ayı başlar yeniden
Akşamlar sabır öncesi günleri bitirir
Sabahlar sabır ertesi günleri getirir
Gecenin doğurup büyüttüğünü
Doyurur gündüzün hüznü
Kırılır camları kum saatlerinin
Saçılır toz duman çöllere zaman
Gam hızında bin yıllık yol alır an
Bir anaforun daralan halkalarında
Sıkışır ruhlar, kalpler küçüldükçe küçülür
Yusuf’un yazgısından tapşıran bir nokta
Daha doğmamış alınlarda Ben’ler olmakta
İstikbal müstakbel payından kalmaz hissesiz
Önceki Yusuf
Sonraki Yusuf
Yusuf şimdi her yaşta
Yine çaresiz
Yine kimsesiz